Frida Kahlo sergisi yapmak hiç kolay değil. Hele Diego Riviera'yla birlikte hiç. Uluslararası sergi yapmanın en güç tarafı, eserlerin sigorta ve yol masraflarının yüksek maliyetleri... Frida Kahlo'nun retrospektifi bu yüzden gelemedi İstanbul'a... Onun yerine, daha az ve makul Frida Kahlo'yla yetinmek zorunda kaldık. Gelman koleksiyonuyla. Natasha Gelman'ın gözüne en az rahatsız edici gözüken Frida Kahlo'larla... Lakin koleksiyonun İstanbul'a gelmesinin hiç kolay olmadığını, serginin Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi'nin deneyimli yöneticisi Özalp Birol'un cin fikirleri sayesinde gerçekleştiğini söylemeliyim.
Rakamlardan konuşmak gerekirse, sergideki 40 yapıtın ortalama satış değeri 5,5 milyon ile 15 milyon dolar arasında değişiyor. Serginin toplam değeri 130 milyon dolar civarında. Bu değerdeki bir serginin sigorta maliyeti minimum hesapla 130 bin dolar. (Bazı sergilerde satış değerinin yüzde 15'ini, hatta yüzde 20'sini bulabiliyor.) Ve tabii sergi her açık kaldığı ay, bedel katlanarak artıyor. Sigorta dışında hesaplanması gereken başka bir birim de nakliye bedeli. Uluslararası sergi yapmak o yüzden çok çetrefilli...
Kahlo tutkunu Birol, dahiyane bir plan yapmış. Mesela Pera'daki sergiyi Kahlo'nun Viyana'daki retrospektifinin bitimine getirerek buradan gelecek 12 resmin nakliyat ücretini yarıya indirmiş. Serginin İstanbul'dan sonra Dublin'e gidecek olmasını fırsat bilerek nakliye ve sigorta ücretlerini Dublin'dekilerle yarı yarıya paylaşmış. Diego'ların, Meksika yolculuğundan sonra Frida'yla yapacakları İstanbul ve Dublin turnesi de zaten Birol'un fikriymiş. Avrupa'da bir tek Hollanda uluslararası sergi getiren kurumların sigorta ücretini hazineden karşılıyor. Bu biricik tutumun bize sirayet etmesini dilerken Türkiye'den British Museum'a bir Osman Hamdi Bey tablosunun gitmesine izin vermeyen bir devletimiz ve yasası olduğunu unutmak istiyorum elbette...