Ogün Lütfi Kırdar Kongre Salonu'nda adeta tüm dizi oyuncuları dizi çekimlerini iptal etmiş Malkovich'in aktörlüğünü izlemek üzere yerlerini almışlardı. Sadece tiyatro dünyası değil sosyetik gençler de... Mesela Melisa Mızraklı. Önce sahneye Viyana Akademisi orkestrası çıktı. Ardından ünlü katil Jack Unterweger rolünde Malkovich ve sopranolar Laura Aikin ve Alexandre Zamojska... Malkovich, bir seri katili, Michaeal Sturminger'in kaleminden portrelerken bir yandan da orkestra, sopranolara aryalarında eşlik etti. Mozart, Beethoven, Boccherini, Weber gibi bestecilerden özel olarak seçilen aryalar 12 kadını sütyenle öldürdüğü söylenen katilin ironi dolu hayatına farklı açılımlar getirdi.
Malkovich sade oyunculuğuyla adeta 'oynamamasıyla' ise etkileyiciydi.
Nitekim oyun bitiminde John Malkovich'le yemek yemek üzere Deniz Palas'ın X restoranının barında oyalanırken Meltem Cumbul'a rastladım. O da ünlü aktörle yemek yiyeceklerden biriydi. Mustafa Altıoklar gibi. (Film festivalinde geçtiğimiz yıl gözlerimizin önünde başlayan iş ilişkisi bacayı sarmış. Altıoklar, Malkovich'e Atatürk filmi senaryosunu yollamış bile... )
Barda enfes narlı mohitomu içerken Meltem Cumbul, tıpkı oyun çıkışı pek çok tiyatroseverin yaptığı gibi oyunu kötüleyip durdu bana... "Malkovich oynamadı" dedi. "Madem oynamayacaksa o zaman yapmasın tiyatro da" dedi. Ve bütün geceyi Malkovich'in masasında tek kelime etmeden ama mütemadiyen gülümseyerek geçirdi. Malkovich'in oyunculuğunu beğenmeyen zihniyetin arkasında, Los Angeles aktörlük kursları klişeleri var sanırım, üç haftada Hollywoodvari rol kesmenin öğretildiği... Rol yapmak ve rol kesmek arasındaki farkı ne zaman anlayacağız? Tiyatrodan mümkün olduğunca hayata yaklaşmasını beklemeyi peki? Oyun, hayata yaklaştıkça, 'ama tiyatro gibi değildi' dememeyi? Ne kadar masum bir izleyiciyiz hâlâ... Oyunla gerçeği karıştırmama yanlısı. Dizi gerçeğiyle hayatı karıştıran devamlı.