Bendeniz Paris'te en son Engin Özendes'in küratörlüğünde hazırlanan fotoğraf sergisinin açılışına katıldım. Senato başkanı ve Yaşar Yakış'ın metaforik mi metaforik, iyi niyetli siyasi mesajlar taşıyan konuşmalarının hararetlendirdiği açılış sonrası, hep birlikte mükellef bir yemek yedik. Duvarlarında orijinal Sugimoto, Araki, Ji Wei'ler bulunan bir lokantada... Serginin sanatçılarından Murat Germen ve Orhan Cem Çetin'in katıldığı yemekte, Grand Palais'deki sergiye hazırlanan Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer ve mevsimin finans sorumlusu, İKSV'den Ömür Bozkurt da aynı sofrada oturuyordu. Cem Çetin'in, kaşığa yansıyan görüntümüzün neden baş aşağı olduğuna dair sorusuna kadar her şey normaldi. Ressam George Baselitz'e sorsa diye içimden geçirdim ama sorunun yanıtsız kalması beni biraz huzursuz etti.

Günyeli'nin Dervişler sergisi
Paris'ten sonra soluğu Berlin'de aldım. Berlin soğuktu ve havalimanındaki taksiciler grevdeydi. Grev gözcüsü Çorum'lu bir Türk olunca, Adalet Cingöz ve SABAH okurları için grev bir süreliğine ertelendi. Paris'te yediğim ördekler, içtiğim içkilerden arınmak için Berlin'in yüzde yüz bio çaylar ikram eden kafelerinde detoks yapmaya çalışırken Kemal Yılmaz'a rastlamaz mıyım?
O da Paris'ten sonra Berlin'e rotasını çevirmiş. Berlin ve İstanbul kardeş şehir etkinliklerinin ilki, Villa Manin'de açılacak Mehmet Günyeli'nin Dervişler sergisi için.
Sergi açılışında etkinliklerin baş küratörü Çetin Güzelhan, Almanca olduğu için sadece filozof Platon'u seçebildiğim konuşması sonunda epey alkışlandı. Derviş fotoğrafları, egzotik olmamalarıyla gönlümü fethetti.
Mehmet Günyeli, konu edindiği semazenlere oryantalist yaklaşmamayı başarmış. Soyut ve geometrik kompozisyonlar kurmuş... Kendisini, mistik olana saygılı, onu pazarlamayan tavrından ötürü tebrik ettim. Açılıştan sonra ise, Brad Pitt'in de müdavimi olduğu meşhur et lokantası Royal Grill'e gittik. Ardından ? Berlin gecelerinde kaybolmuşum!