Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADALET CİNGÖZ

Eyfel'e nazır 10. Yıl Marşı

Neredeyse bir uçak dolusu Türk gazeteci, Paris'e, Türkiye Mevsimi'nin açılışı için hareket ediyoruz. Kulturazzi'nin yanında geçiyor yolculuğum... Onun kucağında Penguen ve Uykusuz dergileri, benim kucağımda The Guardian'ın, astronot Neil Armstrong'un Ay'a gidişinin 40'ıncı yılı münasebetiyle bastığı özel dergi, bulutların üzerinde müstesna bir yolculuk yapıyoruz. Paris'in Eyfel'e nazır ünlü Trocadero meydanında, Mercan Dede ve Anadolu Ateşi'ni seyretmeden önce Pompidou müzesini ziyaret etmeli elbette...
Müzede elles@ sergisi yer alıyor: Sergi, Öncüler, Serbest Ateş, Aktivist Beden, Eksantrik Soyutlama, Kendine Ati bir Oda, Mimarlık gibi başlıklarda, feminizme, kadın sanatçıların üretimlerine odaklanıyor. Bu sergide Elanor Antin de var, Orlan da, Gerilla Kızlar da, Frida Kahlo da ve Nil Yalter de...
Yalter'in şu anda İstanbul Modern koleksiyonunda yer alan Başsız Gövde'si bu sergide gösteriliyor. Serginin video kütüphanesi listesinde, Ayşe Erkmen'in şu anda Akbank Sanat'ta sunulan Dario ve Emre videosu da yer alıyor. Fakat maalesef ben tıkladığımda çalışmıyordu.
Müzede, Kemal Yılmaz'a da, Maja Bajevic'in Türkçe peştamal üzerine işlediği işinin resmini çekerken rastladım. Her zamanki gibi muzipti. Kendisini kadınlarla ilgili feminist bir sergide gördüğüme çok memnun oldum doğrusu.
Akşam güneş batarken hep birlikte, Türkiye Mevsimi'nin fiili açılışı için Trocadero meydanında devasa heykellerin dizlerinin dibinde Eyfel'e sırtımızı vererek hazır duruşa geçtik. Meydandaki çimenlerin üzeri Mercan Dede'nin ritimleriyle memleketlerini özleyecek Fransa'da yaşayan Türklerle doluydu.
Yazar Sedef Ecer ve iki oğlu, Selçuk Demirel, Nazan Ölçer gibi isimler, etkinliğin VIP bölümünde konseri izledi. Fransız Kültür Merkezi'nin eski direktörü Mösyö Arnaud da, Türkiye Mevsim'i için meydandaki yerini almış, İstanbul hasretini gideriyordu.
Sabancı Müzesi Müdürü Nazan Ölçer, bizden önce gelen gazeteci gruba özel bir tur yaparak Grand Palais'yı gezdirmiş. Mercan Dede'nin yanı sıra kırmızı ve beyaz kostümlü semazenleri sahnede dönerken görünce birden kendimi bu yıl Mevlana'nın kaçıncı yıldönümü olduğunu hesaplarken buldum. "Armstrong aya çıkalı 40 yıl olmuştu. Mevlâna doğalı kaç 700 küsur yıl oldu?" diye düşünürken, Anadolu Ateşi'nin Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan'ı konser sonrası gösterimleri için kan ter içinde koşuştururken gördüm.

Heyecan, futbol sevinci gibi

Eyfel Kulesi'nin de dahil olduğu Mercan Dede'nin konser sahnesinin dev projeksiyona yansıyan görüntüleri, kırmızı beyaz dönen semazenleriyle tuhaf bir fanteziye yanıt veriyor.
Türkiye tanıtım filmlerinde semazenlerin arkasında gördüğümüz Kapadokya ya da Ayasofya camisi manzarası yerine bu kez Eyfel'i yani Paris'i görmek insana kesinlikle absürd geliyor. Tabii beni yine bir düşünce alıyor... Dönmeyen dervişlerle Türkiye tanıtılamaz mı?
Nitekim, meydandaki konser ve dans gösterisi bittiğinde, Paris, meydandan Paris'in sokaklarına dağılan izleyicilerle, kırmızı ve beyaz Türk bayraklı Türklerle dolup taşıyor... Türkiye'nin galibiyetiyle sonuçlanmış futbol maçı sonrasını andıran bu görüntüler, mevsimin, 2010 yılında da sürecek bu büyük kültür etkinliğinin en önemli aktörü ve izleyicisi olan orada yaşayan Türkleri, şimdiden mesut ettiği ve daha da edeceği sinyallerini veriyor.
Ardından, evvelinde Gülben Ergen şarkısı eşliğinde sahneye çıkan Anadolu Ateşi, atmosferi tutuşturarak tam üç kere 'bis' yapıyor. Üzerine bir de, 10'uncu Yıl Marşı çalınıyor. Gözlerim, eski Türkiye Büyükelçisi Necati Utkan ile, Fransa eski Kültür Bakanı Jack Lang'a takılıyor bir ara. Mercan Dede ile dans ediyorlar...
Türkiye Mevsimi,
birçok sürprize gebe olacağa benziyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA