G.Saray, ilk yarıda iç saha maçlarındaki klasikleşmiş önde baskılı, oyunu karşı alana yıkan, tempolu anlayışını sergiledi. Daha ilk 15 dakikada hücum girişimlerinin odak noktasının SaracchiÖmer ikilisinin sol kanat bindirmelerinden oluşacağı belliydi.
Denizlispor, oyun disiplini ile ayakta kalabiliyor, fırsat bulduğunda hücuma çıkıyordu. G.Saray, etkili ilk yarı futbolunda çok fazla üretkenlik sağlayamadı. Falcao iki gol kaçırdı, Emre de takımına skor avantajını getirdi.
İkinci yarı da aynı görüntüde başladı ancak kısa sürede oyun dengelendi. G.Saray'da bir yorgunluk belirtisini bekliyordum, çünkü Falcao ve Emre Akbaba fizik olarak hazır değillerdi. İki bek Linnes ve Saracchi de ligin ilk yarısında oynamadıklarından önemli maç eksikleri vardı. Ama Falcao'nun ikinci golü takımı rahatlattı. Kısa süre sonra kornerden Denizlispor farkı 1'e indirince maçın zorluk derecesi arttı. Denizlispor arka arkaya gelmeye başladı. Sedat ile iki kere gole yaklaştı. Birincisinde Muslera mükemmel kurtardı, ikincisini de acemice harcadı. Terim'in bu pozisyonlardan önce takımda genel bir düşüş başladığını görerek fiziki açıdan tükenen Emre'yi daha erken oyundan alması gerekirdi. Sonuçta G.Saray biraz zorlandı ama önemli üç puan kazandı. Fatih Terim'e bir sorum olacak...
Takım neden yorulduktan sonra biraz kontrol futboluna dönüş yapmıyor? Nitekim son 15 dakikada yaptılar.
Mecbur değil ki sürekli dikine oynamaya. Saracchi sınıfı geçti ama biraz zamana ihtiyacı var. Bana göre Lemina ile Seri çok iyi oynadılar. Hakem Uğurlu'yu beğenirim. Dün de mümkün olduğunca objektif ve başarılıydı. Ama Rodellega-Marcao olayında sarı kartı tek taraflı kullanıp Marcao'ya ikinci sarıyı çıkaramadı