Maçın ilk 11 dakikasındaki saha içi görüntüsü çok çekişmeli, zevkli bir puan mücadelesi izleyeceğimiz şeklindeydi. Bu kısa zaman diliminde Beşiktaş etkili üç atak yaptı; iki defa topu filelerle buluşturdu ama ofsayta takıldı. Gençlerbirliği de kora kor mücadele ediyor, kazandığı toplarla da karşı kaleye tehlikeli ataklar geliştiriyordu.
11. dakikada sahneye geçen haftadan yaralı ev sahibine pansuman yapmayı bilinç altına yerleştirmiş Fırat Aydınus çıktı. Vida'nın Nadir'e yaptığı ve sarı kartı da gerektiren yüzde yüzlük faule, net gördüğü halde düdük çalmadı. Bu karar üzerine sahneye Nadir çıktı. Çok sinirlenip ilk itirazı yapıp sarı kart görmesi normaldi. Ama sonrasında profesyonellik dışı bir hareketle direkt kırmızı gördü.
10 kişilik Gençlerbirliği 3 hafta evvelki 10 kişilik Kasımpaşa gibi skor avantajı yakaladı. Beşiktaş ardından oyunu karşı alana yıktı ama hiç üretken olamıyordu. 35. dakikaya kadar olan görüntü Beşiktaş'ın bu olumsuz futbolu ile 11'e 10 dahi maçı çevirmesinin çok zor olacağıydı. Ama bu defa sahneye Yasin çıktı ve çok gereksiz bir hareketle kırmızı kart görüp hem takımını yaktı hem de maçı bitirdi.
Beşiktaş hiç iyi oynamıyordu ama uzatmalarla 60 dakika 9 kişi oynayacak bir takımın mucizeyi gerçekleştirmesi bile imkansızdı. Nitekim öyle de oldu ve Beşiktaş ikinci devrede yine iyi oynamamasına rağmen 4 gol bularak 3 puanı aldı.
Şimdi söyleyeceklerim birçok kişiye garip gelebilir ama bana göre gerçek budur: Dün gece iki takımı ortaya koyarsak sahanın en iyisi Gençlerbirliği'nin stoperi Toure idi. Beşiktaş cephesine bakarsak iki tane 1 yıldızı dahi hak etmeyecek oyuncu vardı. Biri Diaby, diğeri Umut... Ljajic de bu kadar eksik takıma karşı dahi yüksek kalitesi ile bir şey yapamıyorsa, 'Nasıl oynamaz?' diyenlerin bir düşünmesi lazım... Beşiktaş'ta saygı duyulması gereken isim ise 1 gol ve 3 asistle oynayan Atiba idi...