Beşiktaş mutlak kazanması gereken ve net favori olduğu maça düşük tempolu, tedirgin başladı. Ancak 10. dakikadan sonra yükselen tempo ile birlikte oyunu karşı alana yıktılar. Bu lig için kadrosu çok yetersiz olan Eskişehirspor doğal olarak hiç top yapamıyordu. Alan daraltan savunma kurgusuyla elinden geldiğince rakibi karşılamaya çalışıyordu. Ancak takım savunmaları yetersiz olduğundan çok sayıda duran top fırsatı verdiler rakibe. Ve de bir kornerden golü yediler. Beşiktaş bu golden sonra saha içi organizasyonu yetersiz rakibinin açılmasıyla beklediğinin de dışında çok elverişli bir ortam yakaladı. Ve güzel bir kontratak golü ile de skoru garanti altına aldı.
Bu devrede ön plana çıkan iki isim vardı. Birincisi Atiba. Her zamanki gibi etkili presini yaparken ileriye de olumlu servisler yaptı. Ve de takımını öne geçiren golün sahibi oldu. Querasma da son derece hareketli futboluyla, zaman zaman kanat da değiştirerek hem rakip savunmanın yerleşme düzenini bozdu, hem de ikinci golün asistini yaptı.
Beşiktaş ikinci yarıya da hızlı başladı. Ama ilerdeki en aktif oyuncu Quaresma'nın sakatlanmasıyla etkinlikleri biraz sınırlandı. Kopuk kopuk da olsa gole yakın ataklar devam etti. Bir defans hatasında Gomez ile farkı üçe çıkarıp, işi bitirdiler.
Ondan sonra oyun doğal olarak rölanti hale geldi. Bu arada futbolda çok rahat bir maçın dahi beklenmeyen gelişmelere sahne olabileceğini belgeleyen bir tablo ortaya çıktı. Hücumda da çok etkisiz olan Eskişehirspor son dakikada güzel bir gol attığı gibi, uzatmanın sonunda da az kalsın ikinciyi buluyordu.
Şenol Güneş'in bundan sonrası için bir önemli problemi halletmesi gerekiyor. O da orta sahanın önemli isimlerinden Sosa ve Oğuzhan'daki performans düşüklüğü... Beşiktaş gibi hücum zenginliğine alışmış ofansif bir takımda orta sahadaki bu iki oyuncunun kuvvetli ve formda olması çok önemli.