Shakhtar Donetsk gerektiğinde kalecisinin de devreye girdiği, sahanın bütününü kullanan olumlu pas trafiğine sahip bir sistem takımı. Buna karşılık Fenerbahçe çok sayıdaki yeni transferlerle değişime uğramış gibi bir takım olduğundan geçen seneki en büyük artısı olan alışılmış pas trafiğini kaybetmiş, kopuk kopuk oynayan bir ekip.
Bu durumda oyuna genelde Shakhtar'ın hükmetmesi doğal bir durum. F.Bahçe hırslı oyunuyla kora kor mücadele ediyordu. İleriye çıkışlarda çok sayıda top kaybı rakibe elverişli hücum ortamı yaratıyordu. Ama Shakhtar ilk yarıda attığı gol dışında pozisyon bulamadı. Bunun da iki nedeni vardı; birincisi üzerlerindeki baskı hissediliyordu. İkincisi de Meireles ile Souza'nın defansın önünü iyi sıkışarak kapatmalarıydı. Yenen golde ise hem Alves'in hem de Kjaer'in büyük hataları vardı. Buna karşılık da Fenerbahçe Sow ile çok önemli bir beraberlik fırsatını kullanamadı.
F.Bahçe ikinci yarıya beklenenin aksine yoğun bir baskı kurarak başladı. Shakhtar'ın futbolcuların üzerindeki stres bu baskıda daha da artmıştı. İki önemli fırsat kaçtı. Bu arada sahneye teknik direktör Pereira çıktı. Öncelikle gidişata göre bir Stoch hamlesi yapması gerekiyordu. Bunu yapmadı. Üstüne üstlük hiç gerek yokken zorla kendisini hakeme ihraç ettirdi. Hemen ardından da Kjaer'in büyük hediyesiyle bunalımdaki Shakhtar takımı penaltıdan hem işi garantiye aldı hem moral olarak çok rahatladı. Sonra da fark 3'e çıktı.
Ben Kadıköy'deki maçtan önce teknik açıdan görüşlerimi belirtmiştim. En çok üstünde durduğum olay da Pereira'nın stoper tercihleriydi. Çünkü dörtlü defans uygulamasının temel ruhu iki stoperdir. Yeni transfer Kjaer, ne Alves'i tanıyor ne diğer arkadaşlarını. İşte dün de Fenerbahçe'yi yakan bu iki stoper tercihi oldu. Halbuki erken Avrupa mesaisinde birbirlerini tanıyor Kadlec-Alves ikilisi tercih edilmeliydi. Üstelik de Kadlec sıradan bir oyuncu değil, Çek Milli Takımı'nın stoperi...