Kadıköy'deki Shakhtar maçından bir hafta önce gazetemdeki köşemde Fenerbahçe ile ilgili teknik analizimi yapmıştım. İçeriği şöyleydi; Nani ve Van Persie gibi yıldızların da olduğu çok sayıda yeni transferler yapıldı. Başta Emre Belözoğlu olmak üzere gelenler kadar gidenler de oldu. Bu durumda Aykut Kocaman döneminden beri en önemli artı olan oturmuş pas trafiği ortadan kalkmış durumda. Yeni teknik direktörle yeni oluşan kadronun sisteme oturması ve futbolcuların uyum sağlaması için geniş bir zamana ihtiyaç var. Teknik direktör Pereira'nın erken ve önemli Avrupa mesaisinde taktik olarak riskten kaçınması gerekir. Ayrıca Shakhtar karşısında Nani ve Fernandao hariç geçen seneki kadroyu sahaya sürmeli. Hiç olmazsa öncelikle pas trafiği devam eder. 4'lü defans uygulamasının ruhu 2 stoperdir. Kjaer hem Alves'i hem diğer arkadaşlarını tanımıyor. Bana göre Alves-Kadlec tercihi daha iyi olur. Eğer Peirera yeni kadro ağırlıklı bir 11 kurup kafasında inandığı riskli modeli uygulatırsa iyi sonuç sadece futbol tesadüflerine kalır. Olmaz mı? Olur... En ciddi örnek de 3 sene evvel ki Salzburg deplasmanı. 4-5 farkla kaybedilecek maç son dakika penaltısıyla 1-1 bitmişti.
İşte Kadıköy'deki Shakhtar maçında Pereira benim yanlış gördüğüm takım tertibi ve taktik anlayışla takımı sahaya çıkardı. Fenerbahçe kontrolü ele alamadı. Ofansif açıdan çok yetersiz kaldı. Alves ve Kjaer arasındaki uyumsuzluk sürekli gündemdeydi. Shaktar ilk yarıda 4 net gol fırsatı yakaladı, değerlendiremedi. İkinci devre biraz oyun dengelendi. Fenerbahçe, kendi sahasında 90 dakikada 5 net tehlike atlattı. Tek net pozisyon bulabildi. Ama maç Salzburg deplasmanı gibi rövanşa ümitli bir skorla bitti.
Yarın geceki rövanşta takım tertibi yine ilk maça benzer olacak. Ama önemli olan Pereira'nın bu maçtaki taktik planıdır. Mutlaka önde basmayıp, kontrollü anlayışla geride alan daraltmak lazım. Eğer uzun süre tutulabilirse ortam Fenerbahçe lehine gelişir. 'Bir gol bulalım' diye oyuna riskli başlamak sistem takımı Shakhtar'a yarar. Bu defa buldukları pozisyonlarda ilk maçtaki gibi cömert davranmayabilirler. Bakalım nasıl bir maç olacak?
Bir son paragraf da Hasan Ali Kaldırım için açmak istiyorum.
Hasan Ali Kaldırım'ı beğenirim. Geçen sezon da kendisiyle ilgili bir takım yorumlar yaptım. En önemlisi uzun süreli yedekliğine rağmen kritik anlarda mecburen görev verildiğinde hiç sırıtmayışı idi. Ayrıca Hasan Ali Kaldırım'ı hak etmediği halde sürekli yedek bıraktığı için İsmail Kartal'ı da eleştirmiştim. Görüyorum ki Pereira'nın Hasan Ali'ye bakış açısı farklı.