Fatih Terim'in Antalya kampında yarattığı "Takımdaşlık" felsefesi ile "Önde basan, rakibi kovalayan, hücuma çıkarken iki kanadı kullanan, yardımlaşması ve disiplini ön plana çıkan" oyun kültürünün buluşması Galatasaray'daki değişimin şifresidir. Oyun kalitesinin yakalanmasında Terim'in, "Formayı siz alırsınız" mesajı Tudor döneminde kendini vazgeçilmez görenler ile fazla forma şansı bulamayanlar arasında ciddi bir rekabet yarattı. Kayserispor gibi gövdeli bir takıma karşı özellikle ilk yarı Galatasaray'ın ayağa pası çabuk oynaması ve hiçbir oyuncunun fanteziye kaçmaması galibiyette büyük rol oynadı.
İzmir'deki Bucaspor maçından sonra Terim'e, "Feghouli ve Belhanda'yı çok beğendim" demiştim. Terim bana, "Feghouli konusunda haklısın ama Belhanda gibi yetenekleri üst düzeyde olan bir oyuncu benim istediğim düzeyde değil" açıklamasını yaptı. Belhanda'nın ilk on birde oynamaması sürpriz olmadı.
Bucaspor maçındaki gibi Terim, Feghouli'ye "Oyunun lideri ol" şeklinde verdiği özgürlüğü Cezayirli oyuncu mükemmel yaptı. Sahayı geniş alanda kullanan Feghouli'nin Eren'in attığı ikinci golde solda yaptığı atakta topu Kayseri savunmasını çaresiz bırakan bölgeye kesmesi kalitesinin aklıydı...
Tudor döneminde paslanan Selçuk İnan kendisini tanıyan Terim'le yeniden doğdu. Selçuk çalışkanlığının yanı sıra ayağında fazla top tutma alışkanlığını bıraktı ve çabuk oynadı. Ndiaye gibi hızlı bir oyuncu da Selçuk'un iyi oyununa katkı sağladı.
İkinci yarıyla birlikte Kayserispor'un baskısına karşı Galatasaraylı oyuncuların karşılık verememesi sonucu Umut golü attı. Golde doğru pozisyon almayan Denayer'in hatası vardı. Terim ısrarla sol bek istiyor ama bence Galatasaray'ın öncelikle ayağını etkili kullanan iyi bir sol stopere ihtiyacı var. İkinci yarı G.Saray'ın Kayseri'ye karşı oyunu soğutamaması ve fazlasıyla baskı yemesi "deplasman fobisinin" etkisiydi.
Terim'in bu zaafiyeti tedavi etmesi lazım.