Deveye "Neden boynun eğri?" diye sormuşlar. Devenin cevabı, "Nerem doğru ki!" olmuş.. Lucescu gibi taktik ustası bir hocanın, aynı futbol dilini konuşmayan, yetenekleri ve oyun aklı kısıtlı oyuncuları seçmesine şaşırdım. Hiç bilmiyorsan, Konya'da 2-2 biten maçın kadrosunu sahaya sürersin. Üstelik ilk maçın oyuncularının yüzde 99'unu kadroya çağırmışsın. Ayrıca ilk maçta Emre Mor Ukranya'yı hallaç pamuğu gibi atmıştı. Ukranya'nın pas trafiğini izleyen ve sadece topun peşinden koşan Milli Takım'ın hali 'Dolap beygiri'ne benziyordu. Luce'nin "Oynayan oyuncu" modeli anlayışıyla ve fizik gücüne dayalı oyunculardan kurduğu Milli Takım Ukranya karşısında pozisyona bile giremedi. Fransa'daki Terim'li Milli Takım dahil ben hiç bu kadar ruhsuz, ezik, üretmeyen, teslimiyetçi bir oyuncu grubu görmedim. Hadi hücuma gidemedik, savunma bile yapamadık. Top bize geçtiğinde Ukranya sahasında 10 kişiyle bizi karşıladı. Biz ise savunmada hep az adamla yakalandık ve pozisyon hatası yaptık.
Tüm yük 37 yaşındaki Emre'nin üzerindeydi. Emre gibi güçlü oyun aklı olan bir oyuncu ancak çevresinde kazma oyuncularla değil kaliteli, pas yapabilen, alan değiştiren, duvar pasına cevap verebilen yaratıcı oyuncularla verimli olur. Ayrıca; Emre'ye "Milli Takım kadrosunu yaz" deselerdi asla Luce'nin onbiriyle sahaya çıkmazdı. Yazık; İzlanda'nın kaybettiği gecede bir puanı bile Luce'nin yanlış tercihleri yüzünden alamadık. Ben Luce'nin yerinde olsaydım maça Caner, Oğuzhan, Arda ve Emre Mor ile başlardım.
Bir soru; Allah aşkına Mehmet Topal'da stoper oynama özelliği var da biz mi göremiyoruz? Bu Topal ne zaman stoper oynasa Milli Takım da Fenerbahçe de kaybediyor. Topal oynayacaksa Almanya'da stoper oynayan Çağlar ve Ömer Toprak'ı neden çağırıyorsun?
Not: Lucescu dün maçtan sonra hakemlerin yanına koşup hatalı gollere itiraz etti. Eğer Fatih Terim olsaydı biri ofsayt, diğeri auttan çevrilen toptan yediğimiz iki gole, İngiltere ile oynadığımız özel maçtaki gibi anında 4. hakeme koşar itiraz ederdi.