Yunan filozof Epitetos şöyle der: "İnsan verdiği bütün kararları uygulamamalıdır. Sadece doğru ve akıllı kararları uygulamalıdır..." Galatasaray, Lizbon'da kaybettiği maça kadar oynadığı 8 maçta 6 galibiyet 2 beraberlik almıştı. Bu başarılı tablonun sebebi Hamza Hoca'nın kadro istikrarına verdiği değerdi.
Bir gerçek var ki; Lizbon'da kadrodaki taşları yerinden oynatmak ve bu ısrara Rize'de devam etmek takımın ritmine, oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığına zarar verdi.
Bana kimse Selçuk ve Hakan'ın sakatlanıp oyundan çıkmalarını Rize'deki utanç verici yenilgiye mazeret gösteremez. Çünkü Hamza Hoca'nın kadro tercihi eyyama dayalıydı. Burak Lizbon'da sinirli ve etkisizdi. Rize'de Hamza Hoca'nın çift forveti "Aman Burak alınmasın... Aman Umut'a ayıp olmasın" anlamındaydı. İkisi de çok etkisizdi. Ayrıca ben Selçuk- Sneijder ikilisini 3.5 yıldır orta sahada yan yana oynarken görmedim. Ama Sneijder'in orta sahaya gelip top aldığını gördüm. Önde oynarken mükemmel bir gol atan Sneijder, Selçuk sonrası geride kalınca Galatasaray pozisyon üretmekte zorlandı. Keşke sakatlanan Selçuk'un yerine Bilal oyuna girseydi. Çünkü orta alan deneyimi olan Bilal sayesinde, Sneijder daha özgür olurdu. Ne yazık ki; Rodriguez kafasına göre takılan, egosu yüzünden takım oyununa ayak uyduramayan bir oyuncu. Bu müthiş yeteneği Real Madrid görememiş hiçbir İspanyol kulübü istememiş...Rodriguez'i G.Saray'a bulunmaz Hint kumaşı gibi getirennler bunun hesabını vermeliler. Hamza Hoca'nın savunma anlayışı Rodriguez'den daha iyi olan Jem Karacan'ı yedek kulübesine bile almaması büyük hataydı. Ayrıca sakatlanan Balta'nın yerine Türk Milli Takımı'na bile davet edilmeyen Semih mi yoksa Belçika Milli Takımı'na çağrılan Denayer mi girmeliydi? Bu Denayer stoper olarak gelmedi mi? Zihinsel ve fiziksel travma yaşayan Semih'e "Kıyak" yapmak, Denayer'i kulübede oturtmak G.Saray savunmasını allak bullak etti.
Dört gol yemesine rağmen kaleci Muslera ile kaybetmeyi içine sindiremeyen, maç boyu arı gibi çalışan Sneijder'e yazık oldu.