Dört takımı seyrettik bir saat arayla. Kayserispor- Trabzonspor maçı 90 dakika hareketli oldu. Beşiktaş-Sivasspor ise ikinci yarı hareketliydi. Trabzonspor geçen haftaya göre daha hareketliydi. Çok gol kaçırdılar. Son dakikalar kâbus gibi geçti. 3 puanı almayı başardılar. Trabzonspor, deplasmanda rakibin arka tarafına çabuk giderse iyi pozisyon buluyor. Çünkü kadro buna müsait. Kapalı defansta zorlanıyorlar. Bu maç Beşiktaş için önemliydi. Hem içeride oynuyor hem de önümüzdeki hafta milli ara olduğu için rahatlayacaktı. Sivasspor diri bir takım, koşan bir takım ve birkaç pozisyon kaçırdılar. Yalnız şu var: Uilenberg diye bir hakem eğitmeni var. İyi de para alıyor. Fakat hakemler eğitilmiyor. Uilenberg, Sergen olayında aptal aptal konuşunca, iş başka boyutlara geldi. Sergen'i atmakta haklı mı? Yüzde yüz haklı. Top çıkmadan sahaya girip topa vuruyor. Beşiktaş teknik alanı zaten bir panayır gibi, devamlı girip çıkanlar var. Bir de ağız okuma ile kameraya yakalandı Sergen. Kaç maç ceza alır bilmem. Hakem Sergen'i çok doğru attı ama dik durmadı. Neden derseniz ikinci yarı iki pozisyon oldu, Josef rakibinin tendonuna top yokken inanılmaz bastı. Kesin kırmızıydı. Sergen'i attığı için onu atamadı. Ama işte 5 dakika sonra Yatabare'ye kart gösterdi.
JOSEF ATILMALIYDI
Ekranı ikiye bölün. Bu sarıysa Josef'inki kırmızıoğlu kırmızı. Ya da o Josef'inki sarıysa buna kart yok. Aynı hakem, iki farklı karar… Kafalar karışıyor. Bir yerde erkekleşiyor, bir müddet sonra yumoş yumoş yumuşacık oluyorlar. Beşiktaş'ın bu kadrosuyla bu maçta kazanması başarı. Güven müthiş iki gol attı. Aslında onda bazı meziyetler var. Ama çabuk havalandı. Başka işlere de girdi. Onun için yedek oturuyor. Beşiktaş'ta oynayacak oyuncular yedekten kendini gösterecek, formayı öyle alacak.