Benim çocukluğum yaz tatillerinde baba memleketi Mersin'de geçerdi. Diyeceksiniz ki maç yorumuyla bunun ne alakası var? Biz dut zamanı, dutu şöyle toplardık: Dut toplarken, ağacın üzerine çıkmazsın, düşersin. Bir de dutu elle toplayamazsın. Dut ağacının altına iki tane büyük çarşaf serersin, sonra dut ağacını silkelersin, o dutlar patır patır dökülür yere, hem de zedelenmeden. Sonra afiyetle yersin. Dün gece Alanyaspor, Fenerbahçe'yi dut ağacı gibi silkeledi. Ama inanılır gibi değil. En az 7-8 kilo dut alması gerekirken ancak bir kilo dut düşürebildiler. İnanın maç 8-9 olurdu. Yıllardır Fenerbahçe'yi bu kadar aciz görmedim.
Teknik direktör Ersun Yanal, her maçtan sonra televizyonlara, "Seneye çok iyi olacağız" diyor. Yahu kardeşim bırak seneyi ya! Dün gece takım kadrolarını değiştirin, Alanyaspor'a Fenerbahçe formasını giydirin maç kesin 5 olurdu. Büyük takım olmanın verdiği havayla... Seneye Ersun Yanal kalır mı bilemiyorum. Ama Ali Koç'un elinde şimdi büyük bir koz var. Seyirci bu sezonun başında kötü maçlardan sonra "Ersun Yanal" diye bağırıyordu. O da "Alın size Ersun" dedi. Ama Ersun bu kadar zamandır takımına top oynatacağına, La Fontaine'den masallar anlatıyor.
İşte Sergen Yalçın, Alanyaspor'u aldı nereden nereye getirdi. İnanılmaz güzel futbol oynayan bir takım, inanılmaz öz güvenle oynayan bir takım. Sergen'i de Alanyasporlu futbolcuları da tebrik ederim. Analarının ak sütü gibi bir galibiyet elde ettiler.
Bu yazıyı 90. dakikada yazdım. Ersun Yanal televizyona çıkıp neler anlatacak merak ediyorum. Ama artık kimse yemiyor. Gargara yapıp, atıyor!