Dünkü maç takımlar ve futbolcular için tam derslik... Bu dersin adı; "Futbol ukalalığı." Bakınız 2-0 galipsiniz, 3'ü bulduğunuz an maç 5-6'ya gidecek. Başta Gökhan Töre, takım gol atmasın, biraz kıvırta kıvırta sahanın içinde gezeyim diye arkadaşlarına pas atmıyor. Ve diğerleri... Zaten futbolun gereğini yapanlar, yani sahanın içinde ciddi oynayan Sosa ile Gomez'i, Şenol Hoca dışarı alıyor... Ama dedim ya laubalilik, bencillik, ukalalık maalesef bizim genimizde var. Bu durumda Eskişehir'i bir Alman ya da İngiliz takımı yakalasa tarihi fark atar. Ama Beşiktaş'ı kurtaran direk oldu. Maç direkte bitti. Özellikle Gökhan Töre bu işleri çok yapıyor. Nadiren doğrusunu yapıp güzel goller attırıyor ama çoğunlukla dünkü yaptığı işleri yapıyor. Şenol Güneş de bu yaptıklarından bir dakika sonra onu oyundan almıyor veya alamıyorsa o zaman diyecek birşey yok. Sonuca razı olacaksın. Dün akşam Beşiktaş yırttı. Ama göreceksiniz bazı futbolcular bu kafada devam ettikçe kaç maç verip, şampiyonluğu kaybedecekler.
Eskişehir belki de ligin en zayıf 5 takımından biri... Ne doğru dürüst hücum yapıyorlar ne de defans. Belli ki taktikleri filan da yok. Çıkıp sahada koşturuyorlar. Böyle bir takıma karşı maçın bitiş düdüğünden bir önce direğe vuran top gol olsa ne olacak? Dün Tolga da Muslera gibi rakibin karşısında dik durdu. Ersan Gülüm'ün oynayış şekli, hareketleri el bombası gibi. Göreceksiniz böyle devam ettiği müddetçe penaltılar da yaptıracak, kendi takımı için daha da tehlikelisi oyundan atılmaya müsait bir görüntüde. Ama Beşiktaş formasını giymesi onu bu tehlikeden bayağı kurtarıyor.
Beşiktaş'ın attığı ilk gol ofsayt mı değil mi tartışması yapılabilir. Gomez akıllı bir şekilde hareket etmeden duruyor. Eğer ofsaytsa 10 cm ile ofsayt, değilse 10 cm ile ofsayt değil. Ortalayan futbolcunun ayağına değil topa bakmak gerek. Gomez topun gerisinde mi hizasında mı?