Hep soruyoruz ya kendi kendimize, "Türkiye'de statlara niye seyirci maç izlemeye gitmiyor?" Ben maç seyretmeye gitmek istesem hem yol parası vereceğim hem bilet parası vereceğim hem orada bir şeyler yiyeceğim para vereceğim hem de bu futbolu seyredeceğim! Kusura bakmayın ama seyirciyi bu kadar "aptal" yerine koyamazsınız!
Koskoca doksan dakikada iki pozisyon var; biri Muslera'nın kendini yere atmadan iki elini yana açarak çıkarttığı top. Diğeri de Podolski'nin kolla düzeltip attığı gol. Görüntülerde kol gözüküyor ama yayıncı kuruluş pozisyonu bir türlü yakalayıp ellerini net bir şekilde gösteremedi.
En son iki görüntü ile göstermeye kalktılar, o görüntüler de ikinci dünya harbinden gibiydi! Hani o Alman subayları hızlı hızlı yürürken siyah beyaz görüntüler izleriz ya aynen öyle verildi!
Maçın kırılma noktası Podolski'nin kolla düzelterek attığı gol! Orta hakemin de yeri güzel, pozisyonu görebiliyor. Çizgi hakemi de görebileceği yerde duruyor. Yardımcı hakem bile görebilirdi olduğu yerden! İşte öyle bir pozisyondu. Hani bir şarkı var ya, "Haydi şimdi bütün eller havaya" o şarkıyı çalın bir de Podolski'nin golünü oynatın çok zevkli bir "sahte gol futbol şovu" olur.
Yaşlısına maç veriyorsun, olmuyor! Gencine maç veriyorsun, yine olmuyor. Bakalım bu işin sonu ne olacak?
Galatasaray şampiyonluğa oynuyor. Tat veriyor mu? Hayır! Şu anda F.Bahçe 30-35 dakika, Beşiktaş 20-25 dakika, Trabzonspor ise hiç "tat" vermiyor. Galatasaray da hani 5 dakika belki 6 dakika veriyor. Aksini iddia edenlerle de tartışırım.
Dünkü maçı Galatasaray'a kazandıran yine kaleci Muslera'ydı. Tabii ki, hakem ve yardımcıların haklarını da unutmamak lazım(!) Böyle avanta bir galibiyeti Galatasaray'a sağladıkları için.
Helal olsun... Trabzon'da Trabzonspor'un penaltısını verme, burada kol desteği ile gol atıyorlar görme! Oh ne ala dünya. Yani sonuç kusura bakmayın "kazı, kazan!"