Bir yol ayrımındasın, elinde harita, navigasyon yok ama gidecek yolun var. Biri doğru, diğeri tarlaya çıkıyor. Galatasaray, Lazio sonrası Alanya maçında rotasyon yapmayıp tarlaya çıkan yola saptı ve eldekileri de yol ayrımına kadar geri koşturup yordu. Vardığı noktada tabelada mağlubiyet vardı. "Rotasyon yapmalıyım" dediği maçta rotasyon yapmayan Fatih Terim, dün rotasyon kabul edilemeyecek bambaşka ve acayip bir 11 ile mağlubiyete davetiye çıkardı.
Bir takımın sisteminin olabilmesi için onu uygulayan bir ideal 11'i, uzun maratonda da dublörleri olmalı. Her maç bir film ama bir sezonda her maç bir tiyatro temsili. Sahnede bir senaryonuz, sahada bir sisteminiz olacak. Sahnede bir kadronuz, sahada bir ideal 11'iniz olacak. Sahnede bazen ustalara, bazen gençlere doğaçlama imkânı verecek kadar sağlam bir senaryonuz olduğunda oyununuz şaşırtacak. Sahada da kemik kadronun baş artistleri doğaçlama yaparken, kulübeden gelenler rolün, oyunun hakkını verecek.
Galatasaray'da bir sistem yok, doğal olarak onu sahneye koyan bir ideal 11 de yok. Yeni kurulan, son dakika transferler yapan bir takım olabilir ama genç takım diye yola çıkıp Cicaldau ve Berkan'ı İstanbul'da bırakıp, Kerem ile Morutan'ı kulübede başlatır, ilk kez oynayan Oğulcan-Assunçao ve son kez ne zaman iyi oynadığı belli olmayan Feghouli ile başlarsanız, Hikmet Karaman'ın takımı cezayı keser. Biri çalışılmış frikik, biri nefis plase, biri de penaltı ile…
Taraftarı önünde Alanya maçında 46. dakikada skor 0-0 iken 3 oyuncu değiştiren Galatasaray, dün 2-0 gerideyken ikinci yarıya yine 3 değişiklikle başladı. Değişen bir şey yoktu… Lazio maçındaki bir doğruyu, ligdeki iki yanlış aldı götürdü… Rakibine oyununu kabul ettirmek istiyorsan, oyununu bu ülkeye ezberletmen lazım. Futbolda sistem budur…