Galatasaray 6 maç arka arkaya kazanırken, Sivas ve Fenerbahçe'nin bu kadar puan kaybı yapacağını bilebilir miydi? Elbette hayır... Yarıştaki iki rakibi kaybetmişken, Alanya'ya elense de belki de sezonun en iyi futbolunu oynayan Galatasaray, son galibiyetini İstanbul'da Sergen Yalçın ile Beşiktaş karşısında alan, sonra yönetiminin garip kararları ile düştüğü çukurdan çıkmaya çalışan Malatya karşısında son dakikalara 1-0 önde girip, taraftarına ecel terleri döktürür müydü derseniz? Bunun cevabı da hayır. Futbol böyle bir oyun. Her 90 dakika ayrı bir roman. Ara transferde yabancı kontenjanını açsın diye gönderilmesi düşünülen Mariano'nun dün cezalı olduğu maçta önce Şener sonra Linnes'in Brezilyalı'nın yarısı kadar etmediğini gördük. Futbolda rakip kaleye karşı geliştirdiğiniz hücum sayısı kadar rakip kalenin 3 direğini bulduğunuz şut sayısı sizin kalitenizi belirler. Bunun muteber olanı yüzde 35-50 arasındadır. Dün Galatasaray'ın temel problemi maçı penaltıyla kazandığına göre çerçeveyi bulamamaktı. 14 maçtır kazanamayan A.Gücü'ne geçen hafta mağlup olan Malatya dün bir karakter koymaya çalıştı sahada. En iyi iki oyuncusunu gönderen takımın 1 puan ihtimali ile son düdüğe kadar mücadele etmesi onlar için artı puan ama Galatasaray açısından baktığınız zaman bu şampiyonluk yarışında iyi futbolla değil taraftarla ve Adem'in sırtından kazanılan 3 puan... Galatasaray son 20 yıldır Kadıköy'de kazanamıyor ama iki sezonda da kaybetmeyip şampiyon oluyor. Fenerbahçe deplasmanına yine iki ihtimali cebine koyup önde giden bir Terim takımı var.