Galatasaray'ın adeta yürüyerek devirdiği Kasımpaşa'yı anlatmalıyım önce. Geçen sezonun ilk yarısında Trezeguet ve Diagne ikilisi ile rakiplerine kan kusturan, sonra ikisini de satıp gelen para ile Anadolu'da bir takım kurulurken nakidi kasada tutan Kasımpaşa hak ettiğini yaşıyor. Önce Kemal Özdeş sonra Tayfur Havutçu ve şimdi de Fuat Çapa. Özdeş geçen sezon '4 maç kazanıp 3 maç kaybetti' diye gönderilmişti, ne olduysa geri döndü. Havutçu'nun, Beşiktaş'ın eski kaptanı olması dışında bir kıymeti yok. Çapa da 8 yıl önce bu takımın başındaydı. Sonra takımları say sayabilirsen. UEFA Pro Lisans sahibi olmak İstanbul'da taksi plakası sahibi olmak gibi. Bu teknik adamların cebinde bu diploma var. Üçer beşer topluyorlar. Bu zordaki takımların başında teknik adam olarak sahaya çıkıyorlar ve sonrası sahadaki futbol.

PSİKOLOJİK BASKI BAŞLADI
Alanya kupa maçı gösterdi ki Terim'in kulübeden ideal 11'ini Onyekuru dışında tehdit eden bir tek oyuncusu bile yok. Dün Saracchi'nin sakatlığı; Falcao, Luyindama, Andone ve Emre Akbaba talihsizlikler serisinin bir devamıydı. Kabul edelim ilk golü biraz futbol şansı ile buldular ama orada Emre Akbaba'nın pozisyonu süzmesi mükemmeldi. Emre iki ağır sakatlık sonrasında steril oynuyor. Zorluk derecesi yüksek maçlarda çok daha fazla topa sahip olması lazım. Ama kalitesini anlatacak bir asisti değil; dün ilk yarıda sağdan sol kanada attığı 60 metrelik pas... Üstündeki 4 takım karşılıklı puan kaybı yaşarken, Galatasaray'ın bu galibiyeti geçmiş iki sezonun şampiyonu olarak zirveye büyük psikolojik baskı yapacak. Sezonun ilk yarısında Terim tarihinin en tartışılan dönemi sonrasında Galatasaray burada. Gerisini siz düşünün...