İlk yarıda iki takımın da oynadığı futbolun kısa özeti şu: Avrupa'da 4 takımla alabildiğimiz tek galibiyet tesadüf değil. İki tarafın da üç pas yapamadığı, ilk 20 dakikada ev sahibi olmanın hevesiyle bir adım önde olan ve 30'dan sonra vasat ezeli rakibinin oyunu dengelemesine müsaade eden bir Beşiktaş.
Abdullah Avcı, geride kalan haftanın faturasını kestiği Ljajic'i yedek bırakıp altın vuruş yaptı. Kaybederse gidecekti, onsuz kazanırsa kahraman olacaktı. Adem'in sahada olmadığı dakikalarda Galatasaray buna hiç itiraz etmedi. Bu sezon Real Madrid, PSG ve Fenerbahçe maçlarında gol atamayan Galatasaray, dün de Karius karşısında net bir pozisyona giremedi. Tribüne küfür eden Belhanda oyundan çıkarken, Celta Vigo'da sakatken villasının havuzuna balıklama atlayan Emre Mor oyuna girdi.
Beşiktaş'ın bu eksiklerle aşağı yukarı ne oynayacağını biliyorduk. Ama Falcao haricinde sezon başından beri futbol oynamayan Galatasaray'ın ne zaman futbol oynayacağı konusunda bir fikrimiz yok. Bu derbi gösterdi ki Türkiye'de futbol doğaçlama oynanıyor. Dün Caner'in kanat ortaları dışında oyunda organizasyon adına hiçbir şey yoktu. Beşiktaş bu galibiyetle golü atan santrforu gibi UMUT'landı. Galatasaray ise tek tek baktığımızda yetenekli ve şöhretli ama sahada birbirinden ayıramadığınız hiçbir şey oynamayan 11'i ile gelecek hafta oynayacağı Ç.Rizespor maçının bile favorisi değil. Son iki sezonun şampiyonu için derbi kaybetmekten daha acı olan evinde oynayacağı Rize maçı için favori olmamasıdır. Umut'un golünde asisti Caner'e yazdılar doğrudur. Ben asisti Beşiktaş tribünlerine yazıyorum.