Galatasaray, Adana'da ikinci yarıda bulduğu altın bir gol ile kazandı. Maçın özeti benim için buydu... Galatasaray, kendisinden çok daha zayıf bir rakip karşısında daha rahat bir skor almalıydı. Ama bunu yapamadı.. Galatasaray son derece temposuz ve yavaş bir futbol oynadı... Bir tek Bruma dışında sahada adeta herkes uyudu.. Pozisyon zenginliğini bırakın Adanaspor kalesine gidecek hali yoktu.. Bu görüntüye bakınca "sezon sonu mu?" geldi diye düşündüm.
Sezon başından beri aslında Galatasaray'ı taşıyan iki önemli isim vardı. Biri Eren Derdiyok, diğeri de Tolga Ciğerci.. Bu iki isimdeki fizik ve form düşüklüğü Galatasaray'ı fazlasıyla etkilemeye başlamış. Özellikle Tolga ilk yarıda çok top kaybetti. Tolga'yı artık biraz dinlendirmek lazım. İkinci yarıda herkes teknik direktör Rickerink'ten bir hamleye beklemeye başladı. Ama Hollandalı teknik adam 60'a kadar maçı kenardan bizim gibi seyretti... Ne zaman ki Sinan Gümüş ve De Jong oyuna girdi, Galatasaray biraz daha hareketlendi ve fazlasıyla uyuşuk yan pasları bırakıp dikine oynamayı hatırladı. Özellikle De Jong orta sahadaki pas trafiğini düzeltip Selçuk İnan'ı da rahatlattı.
ÇEKİRGE HER ZAMAN...
Galatasaray'da özellikle Eren, Podolski ve Yasin'in isimleri vardı, kendileri yoktu... Kiradan dönen Bruma attığı harika golle hem günü hem de Riekerink'i kurtardı. Sarı-kırmızılı takım bu Bruma'yı pamuklara sarıp özel korumaya almalı... Aksi durumda Bruma dışında Aslan'ı sahada rakip kaleye götürecek isim yok... Sen rakip kaleye gidemez, kanatları etkili kullanamaz ve topu hızlı çeviremezsen yana ve geriye pas rekoru kırmanın hiçbir anlamı olmaz...Çekirge her zaman sıçramaz...