Rıza Çalımbay "Villarreal grubun favorisi olabilir ama çekinmiyoruz. Türkiye'yi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Avrupa'da her maçı her puanı önemsiyoruz" dediğinde önemli bir duruş sergilemişti. İspanya'da Villarreal karşısında 5-3 yenilmesinden ziyade, 2-0 geriye düştükten sonra 2-2'yi sonra 3-3'ü getiren azmi ve futbolu bize Avrupa'da bir iki yıldır unuttuğumuz bazı hareketleri hatırlatmıştı. Sivasspor, İsrail temsilcisi Maccabi karşısında da kendine yakışır bir oyun oynadı. İlk 45 dakika karşılıklı pozisyon zenginliği olmasa da daha dengeli bir oyun vardı. 27'de Gradel'in soldan girip çaprazdan sert vuruşu gol olsa, ya da topu sağda daha müsait arkadaşına çıkarsa denge tamamen lehimize değişebilirdi. İkinci yarı tempoyu da oyun kalitesini de artıran Sivas solunu daha iyi kullanmaya başladı. Set oyununu da başarıyla uyguladı. Bunun ödülünü Gradel'in 55'de soldan getirdiği topta sağdan Kayode'nin golüyle aldı. Sivas sahada oyunun hakimiydi.
Ancak basit bir penaltı pozisyonu bütün emekleri mahvetti. Penaltı pozisyonu ve sonrasında Camara'nın gördüğü kırmızı kart temsilcimizin bütün üstünlüklerini elinden aldı. Biton'un golüne ve 10 kişi kalmasına rağmen Yatabare ile 70'te direkten dönen şutu Sivasspor'un umutlarının da dönmesi gibiydi. Stoperde ve sol bekte eksiklerinin sonuca etki ettiğini de unutmamak lazım.
Maccabi üst düzey bir takım olmasa da bir hatayı affetmiyor. Önceki gün Başakşehir dün Sivas bulduklarımızı atamadı ve kolay yeme hastalığımızın önüne geçemedik. Bu oyun bu yenilgiyi hak etti mi? Hak etmedi. Vizyonun, gayretin için teşekkürler Sivasspor. Geçmiş olsun Rıza hocam. Pes etmek yok aynen devam. Gruptan çıkma hedefine inanıyorum.