Ülke olarak Avrupa Uluslar Ligi'ne ısınmaya başladık. İlk senesinde küme düşüp statü değişikliğiyle yeniden yükseldiğimiz Avrupa Ligi'ne içeride Macaristan'a yenilip dışarıda Sırbistan'la berabere kalarak başlamak Rusya maçlarını çok daha önemli hale getirdi. Almanya'da muhteşem bir oyunla 3-3 kaldığımız maçın ardından Rusya'daki ilk 45 dakikadaki oyunu görünce akıllara "Millilerin Uluslar Ligi'ne motivasyon sorunu mu var?" sorusu geliverdi. Ruslar ilk yarı çok etkiliydi ancak biz de onları rahatsız edip hataya zorlayacak bir baskı kuramadık. Anlamsız top kayıpları ritmimizi bozdu. İlk yarıda 1 gol ve 2 net gol pozisyonu da Rusya'dan geldi. İkinci yarı bambaşka bir Türkiye vardı. Bunun iki önemli nedeni var.
Birincisi; ilk yarı tempo yapan yaşlı Rusya ikinci yarıda genç ve başarıya aç Türkiye'nin temposuna cevap veremedi.
İkincisi de Şenol Güneş'in Cengiz Ünder'i oyuna almasıydı.
Milli Takımımızın Burak'la girdiği ilk ciddi pozisyonda Cengiz'in ortası vardı. İkinci yarı bir şutu direkten dönmesi dahil her pozisyonda Cengiz vardı. Milli futblocumuz, Ruslar'ın adeta aklını başından aldı.
Hakan ve Burak'la girdiğimiz denemeler ikinci yarıda oyunun kontrolünü elimize aldığımızın yansımasıydı. Merih'in muhteşem hamlesi ve pası Kenan'ın golünü getirdi.
Bu gol dengeleri yıktı. Rusya kendi evinde abandone oldu. Kenan, Abdülkadir değişikliği de kapanan Rusya karşısında doğru tercihti. Adeta tek kale oynadığımız ikinci yarıda bulduğumuz 4-5 net pozisyonda ikinci golü bulmayı hak ettik, galibiyeti hak ettik ancak olmadı. Sonuçta, ciddi olduğumuzu gösterdik, gruptan çıkmayı Türkiye'ye bıraktık.