Beşiktaş camiası bugün 34. başkanını seçiyor. Başkan Fikret Orman'ın aldığı bırakma kararıyla kendilerini olağanüstü kongre ortamında bulan Serdal Adalı, Ahmet Nur Çebi ve Hürser Tekinoktay "ateşten gömlek" haline gelen yönetime talipler. Adaylar 10 gündür salonlarda, sokaklarda ve ekranlarda terlerken dün akşam hepsinin gözleri A.Gücü-Beşiktaş maçındaydı. Eryaman Stadı'nda ilk bakışta 3 şey dikkatimi çekti. 1-Ankaragücü dolu tribünleri ile Beşiktaş maçına iyi motive olmuşlar. 2-Sahada sert oynayan, faule başvurmaktan çekinmeyen bir ev sahibi ve iki takım arası sertliğe toleranslı davranan genç bir hakem.. 3-Beşiktaş hem %70 oranında top kontrolü hem arzulu oyunuyla sahadaydı. Ancak oyunu pozisyona ve gole çevirmekte aynı derece başarılı değildi. "Sırbistan milli maçında 2 asistle iyi performans sergileyen Adem Ljajic niye oynamıyor? Maç onu istiyor" diye düşündüğümüz anlarda Lens ve Güven beni hemen çıkarın performansı sergiliyordu. Lens'in çıkmasından sonra Burak da sakatlanınca Beşiktaş, Güven'le 10 kişi oynamaya devam etti. Öyle bir maç ki bırakın Diaby dahil golcü diye sahada duranların gol pozisyonu üretmesini, girdikleri net pozisyonları harcadılar. Şu kaçanlara bakınca Abdullah Avcı mı sahaya girip gol atacak? dedirtti.
Burak formsuz, belki sakat ama diğerleri daha formsuz ve sakat! Ljajic oyuna girmiş, A.Gücü son 15 dakika 10 kişi kalmış, Avcı ceketini çıkartmış.. Topu filelere atamadıktan sonra ne yazar? Sonuç 0-0, elde var sıfır! Beşiktaş çok iyi bir santrfor almamasının, alamamasının bedelini ödüyor. Adalı ve Çebi'den biri yarışı kazansa bile asıl mücadeleleri ve terlemeleri mazbatadan sonra başlayacak gözüküyor.