Beşıktaş'ın Antalya deplasmanındaki ezici üstünlüğünü ve farklı galibiyetini, son 14 dakika oyuna giren Japon yıldız Kagawa'ya bağlamak takıma haksızlık olur. Ancak psikolojik dokunuşların domino etkisinde Kagawa'nın büyük katkısı var. Beşiktaş, Antalya karşısında sahanın mutlak hakimiydi. Ljajic, Kagawa oyuna girene kadar sahanın en iyisiydi.
Dorukhan, Gökhan, Güven, Lens, Caner, Mirin başta bütün oyuncular bu motivasyon rüzgârını da arkasına alarak oynadı.
Bu rekabet duygusundan Beşiktaş kârlı çıkar. Kagawa oyuna girdikten 19 saniye sonra ilk topla buluşmasında ve ilk vuruşunda ilk golünü attı. Sadece 3 dakika sonra yine ağları havalandırdı. Vodafone'daki karşılamayı düşünemiyorum.
Beşiktaş, Kagawa oyuna girene kadar zaten işi bitirmişti. Özellikle oyunun kilidini Gökhan Gönül'ün kazandırdığı penaltı ve VAR'dan düzeltilen doğru penaltı kararının açtığının altını çizelim.
Bülent Yıldırım, oyunun genelinde iyi niyetli ve başarılı bir maç yönetti. Ljajic'in ilk penaltı vuruşundaki Güven'in golünü iptal ve tekrar kararı doğru. Hem kaleci Boffin çizgiyi önce terketmiş hem de 14 oyuncu atış kullanılmadan sahaya girmiş.
Karar doğru.
Antalya maçından üç sonuç çıktı: 1-Kagawa, Beşiktaş'a hem saha içinde hem de Japonya'da Bingöl Türk yılı ilan edilmesiyle çok katkı sağlayacak.
2-Güven'in hırsı, Dorukhan'ın çalışkanlığına bu takımın ihtiyacı var. 3-Caner ya da diğerleri oyundan çıkarken tepki koyma yanlışına düşmez ve devam etmezse, kenetlenmiş Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nin içinde kendine yer bulabilir.