Beşiktaş gibi şampiyonluk kovalayan takımlar için en büyük tehlike; bireysel kalitenin düşmesiyle yavaş yavaş total takım kalitesinin de düşmeye başlamasıdır. Takım oyunuyla eksikleri kapatır, mücadeleyle makyajlarsınız ancak öyle maçlar ve anlar gelir ki gerçekler aynadaki gibi karşınıza çıkar ve şunu haykırır: "Büyük takımlar, potansiyeli olan büyük futbolcularla oynar." Babel gitti; motivasyon problemi vardı. Pepe gitti; ödeme sorunları vardı. Adriano'nun kontrat sorunları var. Şimdi de Quaresma ailevi sorunlarını gerekçe gösterdi (dün kırmızıyı da gördü) ve o da gitti gidecek...
Yerleri dolduğunda sorun yok! Ancak büyük takım olarak yıldızlarınızı tek tek kaybederken, yerlerine koyacağınız alternatifleriniz ve imkanlarınız yoksa sıradanlaşır ve hedeflerden uzaklaşırsınız.
Bu düşünce; dün stoper oynayan Necip topu çıkarmak isterken, 69'da Dorukhan'a çarpıp Beşiktaş'ın kendi kalesine gol olunca geldi aklıma.
Bir de sorunlara rağmen alınan ve Vodafone Park'ta ilk kez sahaya çıkan Burak'ı çıkarıp, yerine Mustafa'yı forvete sürmek şaşırtıcıydı. Burak verimli olamasa da en azından başında iki oyuncu bekliyordu. Mustafa yerine ilk yarının yükseleni Güven tercih edilebilirdi.
Lens kötü, Adriano kötü, sakatlanan Mirin, Ljajic, Necip vasat. Gel de bu takımla, Burak'la, Mustafa'yla gol at. Sarpsborg formasıyla Beşiktaş'ı çok yoran Rashad Muhammed, Erzurum formasıyla oyunda kaldığı 67 dakikada defansı zorlayamadı.
Ancak değişiklikler ve hamleler Erzurum'a İstanbul'da puan kazandırdı.
Mehmet Özdilek ve oyuncuları hakedilmiş 1 puan aldı. Kutlarız....