Dün gece çok tuhaf bir maç izledik. Beşiktaş için potansiyel zor bir maçtı ve bir hafta önce bir Beşiktaş idarecisi, "Arifeyi gösterdik ama bayramı göstermeyeceğiz" demişti. Dün gece az kalsın, aynısını Rizespor Beşiktaş'a yapacaktı.
Aslında genel olarak baktığımızda Beşiktaş çok iyi oynadı. Ljajic'i, Gökhan'ı, Josef'i hepsi çok iyiydiler. Ghezzal'a söylenecek sadece bir şey var, bana göre yılın futbolcusunun bir numaralı adayı. N'Koudou'ya attırdığı ilk gole bakalım, çaprazdan ceza alanına giriyor, adamı geçiyor, sıfıra iniyor ve birden topu bomboş N'Koudou'nun önüne bırakıveriyor. İşte bunun adı kalite. Aynı Ghezzal, Beşiktaş'ın attığı üçüncü golünde de tıpkı Erzurum'a, Alanya'ya attığı gol gibi o muhteşem sol ayağıyla uzak direğe kalecinin uzanamayacağı şekilde vuruyor. Bunu daha önce de yaptı. Ghezzal bence bu sene yılın futbolcusu olmaya kesinlikle layık bir oyuncu.
İlk yarıya bakıyoruz, sürekli topu kapan, şut çeken Beşiktaş var. İkinci yarı da öyle. Gökhan'ın attığı gol de yine vuruş tekniği açısından çok iyi. Dar açıdan o da uzak köşeye vurabiliyor. Aslında ikinci yarının başında Beşiktaş, defansını fazla ileriye çıkarttığından pozisyon da verdi.
Amaaa bir de maçın son 5 dakikası var. Herhalde ölüp ölüp dirilmek buna denir. Art arda iki gol yediler. Önce İsmail Köybaşı harika bir frikik golü, bir-iki dakika sonra da duran toptan gelen bir kafa golü. 3-2 olduğu an herhalde tüm Beşiktaşlılar, "Ne oluyor yaa!' demişlerdir. Dünya futbol tarihi böylesine kayıpları da zaman zaman görmüştür. Ama Beşiktaş kaybetmedi. Hak ettiği bir maçı kazandı, iyi de top oynadılar ve şampiyonluk yarışında potansiyel olarak puan kaybedecekleri bir maçı geçtiler.
Biliyorsunuz artık her maç öncesi hakemler özellikle sosyal medyada yerden yere vuruluyorlar. Ama dün gece Abdulkadir Bitigen bence çok iyi maç yönetti. Hem de öylesine iyi ki iptal ettiği gollerde kararı doğru, faul tespitleri yerinde, maçı çok iyi kontrol etti. Kendisini tebrik ediyorum.