Galatasaray çok çok önemli bir deplasmandan kötü oynamadığı, hatta iyi oynadığı bir deplasmandan şansının yardımıyla 3 puanla dönüyor. Şans derken "Galatasaray galibiyeti hak etmedi" manasında söylemiyorum ama ikinci yarıda Göztepe'nin kaçırdığı penaltı, yine ikinci yarıda direkten dönen toplar Galatasaray için koskoca birer şanstılar. İlk yarıya bakıyoruz, Galatasaray ağır sahaya rağmen çok daha organize... Özellikle defansif anlamda da çok iyiler. Yeni transfer Marcao'yu iyi buldum. Linnes için şunu söyleyelim, tam bir görev adamı ve istikrar abidesi... Bu yarıda aslında Galatasaray golü bulabilirdi ama ilk 45 dakikaya baktığımızda Galatasaray'ı daha iyi bulduk.
İkinci yarıda birden tuhaf şeyler olmaya başladı. Kontrol Galatasaray'daymış gibi görünse de bir kornerde top Maicon'un eliyle temas etti. Hakem görmedi, VAR yardımıyla penaltı geldi. İşte bu dakika belki de Galatasaray için, Terim için ve hatta yönetim için kırılma dakikasıydı. O penaltı gol olsaydı siz bu satırları okurken Galatasaray'da çok şey farklı olurdu. Penaltı kaçtı, daha sonra bir kontratakta Feghouli, Mariano ve Sinan ortaklığıyla Galatasaray'ın golü geldi.
İlerleyen dakikalar iki tarafın da golü bulabileceği dakikalardı. Bitime dakikalar kala Yasin'in topu direkten döndü, yine bu dakikalarda Onyekuru kaleci Beto'yla karşı karşıya atamadı. Gelelim penaltıya... Maicon'un topa elle müdahalesi var ama Göztepelinin de omzuna bir baskısı var. Ben hakemin yerinde olsam VAR'a baktıktan sonra penaltı değil, faul verirdim. Ayrıca ilk yarıda Gassama sarı kartı gördükten sonra VAR'a gidin işareti yapıyor. Bu da ikinci sarı kartlık bir hareket ama oyundan atılmadı. Sonuçta görünen o ki Galatasaray forvetsiz de olsa iç bünyede huzursuzluk da yaşasa kazanmaya devam ediyor ve üstelik dün geceki galibiyet o sahada ve İzmir'de her babayiğidin harcı değildi.