1- F.Bahçe, Emre Belözoğlu'nu resmen açıklarken imzayı formaya attırdı. Yeni sportif direktörün mesajlarını nasıl analiz edersiniz?
Ali Koç "sıfır kilometre" dedi ama Emre Belözoğlu, işine çok hakim ve yıllarca yapıyormuş gibi konuştu. Oyuncu seçimindeki kriterleri, Fenerbahçe'nin tercih prensipleri ve yönetim ile teknik adam arasındaki köprü görevini çok iyi tarif etti. "Altyapıda cüretkar olacağım" demesi, gelecek için hayallerini de ortaya koyuyor. Şampiyonluğun büyük kulüplerde nasıl geldiğini çok iyi bilen bir futbolcu olarak, saha içindeki gereksinimlerin de ne olduğunu tarif etmeye bile gerek duymadı. Göreve gelmesiyle birlikte "Alo ben Emre abin" cümlesinin neden "viral" olduğunu da anladık.
2- 6 maçta yenilmeyen Erol Bulut da imzasını formaya atarken, 29. şampiyonluk mesajı verdi. Hedefe ulaşır mı?
ADIMLARI TEMKİNLİ
İki genç yöneticisi var Fenerbahçe'nin… İkisi de 3,5 saat süren basın açıklamalarında bir kere bile "şampiyon olacağız" demediler. Hedeflerini ortaya koydular ama önlerinde uzun bir mesafe olduğunu, işlerin her zaman iyi gitmeyeceğini biliyorlar. Adımlarını da temkinli atıyorlar, konuşmalarında da itinalılar. Erol Bulut'un en büyük avantajı, futbolcuların saygısını kazanması. Rize maçında Gustavo'yu, Trabzonspor karşısında Sosa'yı hiç çekinmeden oyundan aldı. Tek kelime etmediler. Bu karara olan saygılarını gösterir. Genç bir hoca için bu en güçlü silah. Oyuncuya adaletini inandırdıysa, hedefe de ulaşır.
3- Rakip, teknik direktörü Tamer Tuna ile yollarını ayıran Antalya. F.Bahçe'nin şansı ne? Galibiyet için nasıl bir mücadele ortaya koymalı?
İŞİ RAKİPLERLE DEĞİL
İki taraf neden yollarını ayırdı anlamadım. Tamer Tuna işini de iyi yapıyor, takımını da hedefe oynatıyordu. Eğer takım ile arasındaki bağ kopmuşsa, yeni hocayla birlikte performans da yükselir. Ancak bunlar Fenerbahçe için mazeret değil. Her türlü zor bir maça çıkacaklar. Geçen altı haftada iki kez (Karagümrük-Göztepe penaltıları) hakem kararlarına rağmen çözüm ürettiler. Trabzonspor karşısında geriden gelip kazandılar. Tüm engellerin sahada aşılabileceğini öğrenmiş olmaları gerekir. Bundan sonra Fenerbahçe'nin işi rakipleri ile değil, kendilerinin nasıl daha iyi olabileceği ile ilgili olmalı.