Harcama limitlerinin güncellenmesi ile birlikte Fenerbahçe'nin transferde veya yeni takım oluşumunda hareket edeceği bir alan kalmadı. Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği ile anlaşıp yabancı kısıtlamasını kaldırdı ama Fenerbahçe'yi neredeyse "hiç yabancısız" şartların ortasına itti.
Rakamlar neye göre hesaplanıyor bilmiyoruz. Bir sürü kriter var. Fenerbahçe'ninkinin düşük olmasının en önemli nedeni olarak Bankalar Birliği ile anlaşmaması gösteriliyor. İmza sahibi diğer kulüplerin yükümlülüklerini yerine getiremedikleri bir anlaşmayı yapmadığı için, olmayan parayı da harcayabileceği bir rakam ortaya çıkmadı. Bu durum Fenerbahçe için "zamanda yolculuk" bir bakıma. Kurulduğu 1907 yılına geri döndüler. İmkânları kısıtlı, paraları yok, gönlünü ve aklını sarı-lacivertli renklere bağlamış, meşe ağacını simgesi yapmış, beş renkten hedef kurmuş, tüzüğünün birinci maddesine de "Ülkeye nefer yetiştirmek" yazmış kurucularıyla aynı yerden bakıyorlar. Bugünün ahvali budur, asla vazgeçmesinler.
BULUT "CUK" OTURDU
Tırnaklarıyla kazıyarak Fenerbahçe'nin teknik direktör adayı oldu Erol Bulut. Başakşehir'in alternatif üreten ortamından, düşme hattındaki Malatyaspor'u kupa yarı finaline kadar getiren sürecini yaşadı. Tüm takımlara kafa tutan, iddiasını sakınmayan bir kadro oluşturdu ki, bu da Alanyaspor'daki "başkaldırı"nın ateşini yaktı. Doğru transfer opsiyonları kullandı, takımından maksimum performansı aldı ve yine her takıma kafa tuttu.
Şimdi daha büyük imkânlar bulacağı bir takıma gelmesiydi mantıklı olan ama daha zor günlere ayak basıyor.
Erol Bulut, elindeki oyuncu kadrosundan en doğru oyunu bulan teknik adamlardan. Takımlarının hiçbirinde fiziksel performans sorun olmadı. Hiçbir zaman hakemin üstüne yürümedi, rakiple dalaşmadı. Maç analizinde az hata yaptı, doğru değişiklikler ve risk anlarını da doğru seçerek takımlarını yönetti.
Zorluğu seven ve kısır ortamdan ürün almayı beceren bir teknik adamla anlaşmak, bugünün şartları içinde Fenerbahçe için en doğru adım. Takım konsantrasyonunda sorun yaşamayan ama yanına medya ile camianın desteğini de alacak bir teknik adamdan bahsediyoruz. Üç dil konuşabilen, oyuncusuyla aracısız görüşen, Türkiye'nin ve F.Bahçe'nin gerçeklerini iyi bilen genç bir adam var karşımızda.
F.Bahçe, bu sezon pandemiye kadar 38 bin taraftar ortalaması ile Süper Lig'in en iyisi durumundaydı...
TARAFTARSIZ ASLA OLMAZ
Kim gelirse gelsin, büyük takımların başındaki isimlerin taraftarın da yüzde yüz desteğini alması gerekiyor. Ödemeler aksarken, rakipler daha iyi kadrolar yaparken, Sergen Yalçın veya Fatih Terim gibi "koşulsuz" desteklenenlerin, kadro üstündeki hakimiyetleri ve güçlerini kullanmalarıyla uğraşmamalı.
Fenerbahçe taraftarı eğer ellerin-kolların bağlandığı bu süreçte, kendileri için oynayacak bir takım görmek istiyorlarsa, başta teknik adama "lekesiz" destek vermek zorunda. Bu Erol Bulut ise, ona inanacak ve peşinden gidecekler. Bu ortamda hem sahadaki oyuncu sınırını bilecektir hem yönetim rahat hareket edecektir hem de sürekli ertelenen 'gençlik aşısı'nın başarısı artacaktır. "12. Adam" eski yerine geçmeli.