Klasik derbi motivasyonu taşımıyordu maç. 110 yıllık rekabetin sadece kendi prestijinde hedefler biçildi. 19.07 Dünya Fenerbahçeliler günü olması, Fenerbahçe takımını maça daha istekli, agresif ve farklı şekilde başlattı. Her şey de güzel gidiyordu. Ne zaman ki, Muriqi olmaması gereken yerde saçmalayınca 25. dakikada 10 kişi kaldılar. Yine de oyunlarını bozmadan, santraforsuz ama isteyen şekilde üstüne gittiler Beşiktaş'ın. Böyle bir günde, kendileri adına üretecekleri bir sürü mazaret varken Beşiktaş'ı kalelerinden de uzak tutarak golün peşine düştüler. Olmadı.
Ne oldu peki? Mesela, Muriqi Fenerbahçe'de kaldı. Transfer dedikodularının manşet ismi olan Vedat'ı, bugünkü kırmızı kartından sonra hiçbir üst düzey takım almaz. Alsa da Fenerbahçe'nin istediği parayı vermez. Onlar yapacakları yatırımın içinde "akıl" olmasını da isterler. Duygular elbette önemli ama aklın önüne geçerse kazanacağı maçı kaybettirir takıma. Sonrası; Ömer Faruk Beyaz mesela.. Geçen haftanın ilk on birindeydi. "Derbi sana ağır gelir" dediler muhtemelen. Bu genç çocuk Vedat'ı gösterip, "Ben bunu yapmazdım" der mi? Derse; haksız mı?
Ferdi var bir de… Topu ayağına aldığında heyecan veren, arayan, olabileceklerin peşine düşen. Vedat gittikten sonra, ikinci 45'ten itibaren Vida'ya "yürü" emri verilmesi Sergen Yalçın farklılığı. Golü attığından değil. O dakikaya kadar üç kere ver kaçlar ile yaklaştı rakip ceza alanına. Bir fazla oynadığını hissettirdi takımına. Gol mü? Fenerbahçe stoperlerine sormak lazım. Özetlersek; Beşiktaş genç kalecisinin müthiş kurtarışları ile maça tutunabildi. Fenerbahçe, ikinci yarıya başlarken; "Beraberlik iyi sonuç" dediği anda yenildi.