Fenerbahçe adına sadece sezon için değil, birçok parametrede "Son"lar vardı… Elbette ilkler de... Emre Belözoğlu gibi büyük bir karakteri, formasıyla son kez gördük dün... Sakatlar, eksikler veya başka nedenler… Ne düşünürseniz düşünün takımına sahip çıkan bir kaptan olmanın ötesine geçecek artık. Tek başına fark yarattığı 60 küsur dakikada penaltıyı yaptırması da atması da bir yana, en yaşlının (Emre), en gence (Ömer Faruk) kaptanlık bandını takmasına da şahit olduk. Kapanan devir, başlayacak yeni çağ için yeni bir kahraman- karakter yaratıyordu.
Fenerbahçe'nin ön tarafı, Rodrigues'i bir kenara koyduğumuzda 19 yaş ortalamasında... Ömer, Ferdi ve Allahyar… Çok istediler, koştular ve uğraştılar. Dirar ile Rodrigues de gençlerden ayırmadı gözlerini, ilk fırsatta oynadılar topları onlara. Zor anları, kolaya çevirmek için bütün Fenerbahçe takımı uğraştı. Rizespor, Denizli denkleme girmediği anda kümede kalmayı garantilemiş olarak geldi. Oynamak yerine, oyunu tutmak fikrinde kaldılar. Bu ikinci bölgedeki top kayıplarını çok iyi değerlendirmelerini sağladı. Kaleci Harun, sezonun "jest" karşılaşmasında, takımını farklı yenilgiden kurtardı da diyebiliriz.
Gelecek yıl için bir genci daha vardı Fenerbahçe'nin sahada... 66 numaralı Rize formasıyla oynayan Oğuz Kağan. Yarından itibaren Samandıra'nın orta saha rekabetinde yerini alır umarım. Ve yine Emre'ye dönersek; büyük futbolcu olarak, kariyeri ve duruşuyla hep hatırlanacak. Oynadığı her takımın hedefi olması, her sezon kupalar için soyunan bir kadroda yer alması ve bunların parçası olmayı başarması inanılmaz. Üç büyük ligde oynamanın getirdiği birikimi, Türkiye'de Fenerbahçe için özlenen resme dönüştürmek için kolları sıvayacak şimdi. Ne heyecan bitti, ne de iddia.