Beşiktaş sezonun en keyif veren takımı... Maçları tempolu ve pozisyonlu geçiyor. Bu istek tabelaya da bol gollü sonuçlar ile yansıyor; yense de yenilse de. Ve Beşiktaş lider; yediğinden fazlasını attığı için...
Fenerbahçe ikinci; kazanıyor ama keyif vermiyor. Altısı 1-0 olmak üzere sekiz maçı tek farkla kazandı. Rakibe maçlarda 1,5 pozisyon ancak veriyor. Top rakipteyken konsantre oynuyorlar ve geriye istekli koşuyorlar. İkinci sıradalar, attıklarından fazlasını yemedikleri için.
Aynı ligin farklı oyun karakterlerindeki iki takımı, zirve için birbirlerini kovalıyorlar ve hepimize bir ironi yaşatıyorlar. Tartışma da bu noktada zaten.
"Savunma şampiyon yapar" diyenler var. Kazandığı için sistemini ve aklını doğru buluyorlar Fenerbahçe'nin.
Mourinho'nun bir anısı aklıma geldi. Inter'i çalıştırırken ortanın altı bir takıma karşı çok kötü oynayıp, 1-0 kazanmışlar. Soyunma odasında yüzü asık ve mutsuz. O sırada başkan geliyor, yüzünde gülücüklerle. "Çok kötü oynadık" diyor Mourinho, "Kazandık ya boş ver" diyor başkan.
İtalya'nın anlayışı bu... Taaa Roma döneminden beri böyle. Sonuç için plan yapıyorlar. Ama bu anlayışın İtalyan futbolunu veya ligini getirdiği yer de ortada.
"Hücum maç kazandırır" diyenler de var. Beşiktaş bu tanımın içinde mi? Dengeli bir takım olduğunu söyleyebiliriz.
Yedikleri gollerin hücum anlayışından mı, oyuncu hatasından mı olduğunu soralım. Ara transferde bir kaleci ve stoper almak istediklerine göre, cevabını bulmuşlar zaten.
Oğuz Çetin ile TRT Spor'daki Derece programında sohbet ederken, bir noktanın altını çizdi; "Beşiktaş'ı çok beğeniyoruz ama her maçı yüzde 100 ile oynuyorlar. Fenerbahçe'nin yüzde 40'ını henüz görmedik. Bu da üçüncü bölgedeki sıkıntıları kapsıyor."
Zirvenin hali "Ne olur?" sorusunun cevabı aslında bu cümlede gizli.