Fenerbahçe kaptanı Emre, Etik Kurulu'na sevkedilirken, 'algı operasyonuyla Türk futbolunun günah keçisi ilan edildiğini' söyledi. Gerçekten tek suçlu Emre mi, yoksa Bilic'in payı yok sayılıyor mu?
Emre bu tür açıklamaları geçecek. Kimse O'nu yapmadığı bir şeyle eleştirmiyor. Sanki küfür etmemiş, insanlar da etmiş gibi davranıyor. Bilic'in de küfür ettiği söyleniyor. İki terbiye özürlü var demektir. Beşiktaş şikayet etti, Etik kurul olayı incelemeye aldı. Emre de Bilic'i şikayet etsin. Eğer etik tartışılacaksa, bunun dışına çıkanlar masaya oturtulmalı. Koridor konuşmalarında Emre'nin isyanı var. Etik Kurulu'nun bunu değerlendirirken, empati yapıp yapmayacağını da merak ediyorum.
EKTİKLERİNİ BİÇİYORLAR
Emenike olayı Fenerbahçe için kapandı mı?
İyi yönetilemediği ortada. Kuyt'ın sakatlığında, Sow'un da formsuzluğunda oynatmak istiyorlar ama cesaret edemiyorlar. Bu taraftar Emenike'yi ilk 11'de görürse, yönetimin de, hocanın da arkasından çekilir. Genç bir oyuncu, açıklama bile yaptırmadılar. Tepkiyi eritmek adına tek adım atmadılar. İsmail Hoca artık kadrosunda Emenike diye bir oyuncu olmadığını düşünüp, böyle bir kurguyu hazırlamak zorunda. Ektiklerini, biçiyorlar.
Sezon bitmeden transfer söylentileri ortaya atılmaya başlandı. Fenerbahçe için de pek çok isim gündemde. Bunlardan biri Robin van Persie. Bu oyuncu sarı-lacivertli takıma neler kazandırır?
Herkes şunu iyi bilsin. Bu sezon hiçbir takım "büyük" transfer yapamaz. Aziz Yıldırım daha iki gün önce 5 milyon lira için hisse senedi sattı. Koca yönetim 2 milyon doları toplayamamış arasında. Şampiyonlar Ligi'ne katılsalar gelecek para ancak gecikmiş ödemeleri finanse eder, biraz nefes aldırır. İkincisi; 31 yaşına gelmiş van Persie veya O'nun gibilerinden ne fayda sağladınız? Diego'yu bile ilk 11 oyuncusu yapamadılar. Senede 7 milyon Euro kazanan bir oyuncu alacaklarsa, iyi düşünmeliler.
Düşmanlık kalkanı!
Mahmut Uslu, kulüp dergisine verdiği röportajda G.Saray'la dostluğu, "O ateş üflemekle sönmez" sözünün bitirdiğini söyledi. İki kulüp arasındaki gerginlik nasıl düzelir?
Mahmut Uslu bir örnek vermiş. Bunlar çoğaltılabilir de. Ama bu yöneticiler görevde kaldığı, yönetici söylemlerinin artık samimiyetini kaybettiği ortamda, kulüplerin el sıkışması, birbirine sarılması mümkün değil. Ortada saygı yok, dolayısı ile anlayış ve tölerans da kalmadı. Bu yöneticiler rekabeti, taraftar bazında düşmanlığa çevirerek kendilerine kalkan da oluşturdular. Benim umudum yok.
Para varsa sorun yok
Galatasaray'da kongre rüzgarları sert esiyor. Bu durum takıma nasıl yansır?
Futbolcu banka hesabına bakar. Eğer paralar ödeniyorsa, takım seçimleri konuşmaz bile. Ödenmiyorsa, gelenlerin hangisinin ödeme kapasitesi olduğuna bakar. Artık dünya değişti. Galatasaray'dan kazandıkları parayı, başka hiçbir kulüp onlara vermez. Bu yüzden başarılı olmak zorundalar ki, yeni kontratlar da alabilsinler.
Ev sahipleri avantajlı
Milli takım dönüşü takımlar genellikle puan kaybediyor. Bu haftaki mücadeleleri nasıl değerlendirirsiniz? Şampiyonluk yarışında neler yaşanır?
Takımlar Türk oyuncuları ile fazla uzak kalmadılar. Hafta içi oynayan yabancılar yorgun gelebilir. Sorun lig motivasyonunu tekrar takıma getirmekte. İçerde oynayanlar bunu daha kolay aşarlar ama, deplasman takımlarının, geçmiş tecrübelerinden yararlanması gerekiyor.
Şansları kuvvet
Trabzonspor Başkanı İbrahin Hacıosmanoğlu "9 haftada çok şey değişir" dedi. Bordomavililerin 3.'lük şansı olur mu?
Hedefi sıcak tutmak önemli. Hacıosmanoğlu doğru bir şey söylemiş. Takımını da, taraftarını da vazgeçmemeye çağırıyor. Büyük takımlar sahaya kazanmak için çıkmak zorundalar. Bunu başardıklarında zaten ortam onları yükseltiyor. Trabzon'un rakipleriyle maçları var. Dolayısı ile ilk 3 şansları çok kuvvetli.
Koltukların yeni sahipleri geliyor!
Milli Takım'ın Euro 2016 elemelerinde Hollanda, özel maçta da Lüksemburg'la yaptığı mücadeleyi göz önüne aldığınızda gelecek için neler söylersiniz?
Hollanda karşısında en azından ne yapmak istediğini bilen bir takım vardı. Sahaya yenilmemek için çıktılar. Kurgu içinden farklılıklarını kullanarak gol de aradılar. Böyle bir maçta olması gerekenlerin hepsini yaptılar. Uzun süre sonra ilk defa akıl vardı sahada. Bunun devamı da yine akılla olur. Ama Fatih Hoca Lüksemburg maçı öncesinde, "En az Hollanda kadar iyi olduğumuzu gösterdik" diyerek, yine hamasete yöneldi. Madem iyiydik, neden 90 dakika defans yaptık. Çünkü onlar bizden daha yetenekli, yaratıcı ve kalitelilerdi. Bu özelliklerini ortadan kaldırmak için mücadele ettik biz. Aynı Kazakistan'ın bize yapacağı gibi. Lüksemburg karşılaşması milli forma ile yeni tanışan oyuncularımızın kutlama töreniydi. Oyunlarına bakmıyorum ama 11'deki bazı rezerve koltukların yeni sahipleri geliyor. Bunu anladık.
Bilic'ten vazgeçmek hata olur
Gökhan Töre ile yaşanan olayın ardından milli takıma dönen Hakan Çalhanoğlu, Lüksemburg karşısında galibiyet golünü atan isimdi. Hakan'ın performansını ve ay-yıldızlı forma için önemini nasıl değerlendirirsiniz?
Oyuncular bu olayı yenmiş gibi gözüküyor. Taraflar pişmanlıklarını açıkladılar, aradan geçen sürede yaralar kabuk bağladı, iyileşti. Aldıkları görgü artık konsantrasyonlarını performansları ve kariyerleri üzerine yoğunlaşmasını sağlamalı. Hakan, bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde ayağı topa değen son Türk oyuncuydu. Bundesliga performansına baktığınızda, genç kuşak arasında Avrupa'da öne en etkili pas üreten futbolcular arasında. Çok formda bir sezon geçiriyor, neler yapabileceğini gösteriyor. Oynaması hem diğer gurbetçi oyuncular için örnek olacaktır, hem de Türkiye'de en az o'nun kadar yetenekli gençlerimizin, neden böyle olamadığı konusunda belki cevaplar bulmamımızı sağlayacaktır. Uzun süre sonra ilk kez akıl vardı sahada. Bunun devamı da akılla olur. Fakat Fatih hoca yine hamasete yöneldi. Bu taraftar Emenike'yi ilk 11'de görürse, yönetimin de, hocanın da arkasından çekilir.
Bilic'ten vazgeçmek hata olur
Beşiktaş'ta Bilic'in geleceği tartışılıyor. Sezon sonu şampiyon da olsa olmasa da gidecek gibi görünüyor. Gidişi Beşiktaş için kayıp olur mu?
Bir teknik adamdan ne bekleniyorsa, Bilic bunları yaptı. Çok daha kariyerli hocaların neler yaşadığı ortadayken, Bilic'ten vazgeçmek, Ersun Yanal veya Aykut Kocaman'ı göndermekle aynı.Eksikler elbette olacaktır. Zaten Bilic o eleştirileri hak etmese, çoktan Premier Lig'de takımının başında olurdu. İki taraf da birlikte gelişiyorlar. Takımın karakteri ve gençliği ortada. Bu grubu Bilic gibi yönetecek bir teknik adam bulurlarsa, anlaşmasınlar. Ama bilsinler ki, çok benzer şeyler yeni gelen için de söylenecektir.