Eserin neşrinden önceki hazırlık döneminde İkdam gazetesinde "Ansiklopedi yahut Muhîtü'l-maârif" üst başlığıyla 26 Kasım 1897 - 17 Nisan 1899 tarihleri arasında ellinin üzerinde imzasız makale çıkmıştır. Emrullah Efendi tarafından kaleme alındığı bilinen bu yazıların (Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, s. 471-472) ilkinde (14 Teşrînisâni 1313 / 26 Kasım 1897, nr. 1208) girişilen işin mahiyeti anlatılmakta, böyle bir eserin sanat ve ilim dilinin gelişmesine sağlayacağı katkıya işaret edilmektedir. Baş tarafına "maârif-i beşeriyye"nin tanım ve sınıflandırılmasına dair uzun bir mukaddimenin konulması tasarlanan ansiklopedide her ilim ve fennin, sanat ve mesleğin tarifi, kısımları yer alacak ve ilimler etraflı şekilde ortaya konulacaktır. Ayrıca Muhîtü'l-maârif'e dahil edilecek "ulûm ve maarif"ten ilim ve fenler kısmının dökümü verilmiş, "vahiy ve nakle müstenid ilimler" ve "ulûm-i akliyye" genel ayırımından sonra 120'den fazla alt başlık sıralanmıştır. Buradaki düşüncelerden bazılarının zaman içinde geliştirildiği görülmektedir. Emrullah Efendi, diğer yazıların birini felsefeye ayırdıktan sonra "ulûm-i lisâniyye" üzerinde durmuş, Rauf Yektâ Bey "Muhîtü'l-maârif'te Istılahât-ı Mûsikiyye" (29 Mayıs 1314 / 10 Haziran 1898, nr. 1405) ve Ali Kemal "İkdam'ın Ulûm-i Lisâniyye Muharrir-i Fâzılına" (4, 25 Temmuz 1314 / 16 Temmuz, 6 Ağustos 1898, nr. 1441, 1462) adlı makaleleri kaleme almış, Said Bey Tercüme-i Galatât'ın on altıncı defterine konuyla ilgili bir fıkra yazmıştır. Dil ve özellikle terim meselesinin öne çıktığı bu tartışmalarda Türkçe'de yeni terimlerin ortaya konulması sırasında takip edilecek metot anlatılmıştır. Ancak neşredilen tek cildin başına uzun mukaddime yerine eserin yayımlanmasındaki amacı açıklayan kısa bir yazı konulmakla yetinilmiştir.
Bu teşebbüsten on yıl kadar sonra Emrullah Efendi, Maarif nâzırlığı sırasında Veliaht Yûsuf İzzeddin Efendi'nin desteğiyle ikinci bir çalışma başlatmış, 3 Şubat 1911'de Beyazıt Kütüphanesi'nde yapılan toplantının ardından ansiklopedinin yeniden çıkarılması için Yeni Muhîtü'l-maârif Cemiyeti adıyla bir dernek kurulmuş, ilmî bir kurul oluşturulmuş ve durum bir beyannâme ile ilân edilmiştir (25 Şubat 1911). Cemiyetin fahrî başkanı olan Emrullah Efendi yazı heyeti başkanlığını da üstlenmiştir. Derneğin üyeleri kurucular heyeti, yazı ve ilim heyetleriyle fahrî üyelerden oluşacaktı. İdarî işler, kuruculardan Edirne mebusu Fâik ve matbaa sahibi emekli erkânıharp binbaşısı Kânî beylere verilmişti.
Cemiyetin kuruluş amaçları arasında Osmanlı fen ve ilim dili için geçerli olan veya yeni kullanılması düşünülen terim ve tabirlerin belirlenmesi, edebî ve ilmî dilin olgunlaştırılması maksadıyla çalışma başlatılması önde gelmektedir. Buna bağlı olarak bir ansiklopedinin hazırlanması ve bir süreli yayının çıkarılması hedeflenmiştir. Bu yayın organı, Yeni Muhîtü'l-maârif Cemiyeti Gazetesi adıyla 27 Nisan 1911'de neşredilmeye başlanmıştır. Başmuharriri Emrullah Efendi, sorumlu müdürü Kânî olan ve on beş günde bir yayımlanan gazete 2 Eylül 1911 tarihine kadar yedi sayı çıkarılabilmiştir. Gazetede Yeni Muhîtü'l-maârif Cemiyeti'nin amaçları ve faaliyetleri doğrultusundaki yazılara ağırlık verilmiştir. Dört sayı devam eden "Ansiklopedilerin Lüzum ve Faydası" başlıklı makale dışında 2. sayıdan itibaren Yeni Muhîtü'l-maârif'in programı yayımlanmış, 6. sayıda da ilk formasının çıktığı ilân edilmiştir (10 Ağustos 1911).
Dört yılda yazılması planlanan ansiklopedinin 1000'er sayfalık otuz cilt tutacağı kaydedilmiş, cemiyet bünyesinde kurulmuş olan on ilim şubesiyle bunlara ayrılan yaklaşık sayfalar da belirtilmiştir. Ayrıca bu ilim şubelerine katkı sağlamak üzere 200'ün üzerinde ilim adamının vaadde bulunduğu ifade edilmiştir. Yeni Muhîtü'l-maârif yalnız bir ansiklopedi değil aynı zamanda Türkçe'nin bütün kelimelerini, deyim ve terimlerini ihtiva eden bir sözlük olacaktı. Bunun için Fransızlar'ın son büyük ansiklopedisi (La Grande encyclopédie) örnek kabul edilmişti. Yeni Muhîtü'l-maârif resimli olacaktı.
1328'de (1912) "Âsûriye" maddesine kadar 752 sayfalık I. cildi yayımlanan Yeni Muhîtü'l-maârif genellikle Muhîtü'l-maârif'le aynı içeriğe sahiptir. Maddelerde bazı düzeltmeler ve ilâveler yapılmış, böylece modern ansiklopedi düzenine biraz daha yaklaşılmıştır. Değişik ilim adamlarına ait maddeleriyle Yeni Muhîtü'l-maârif dönemi içinde oldukça zengin bilgiler veren bir ansiklopedi görünümündedir. Pek çok madde alt tabirlerle genişletilmiş, yer yer şekil ve krokiler konmuş, gerektikçe kavramların Fransızca karşılıkları gösterilmiştir. Edebiyatla ilgili maddelerde Arapça, Farsça ve Türkçe nazım parçaları örnek olarak verilmiştir. Bazı maddeler de (elif 47, at 92, âsâr-ı atîka 42 sayfa) oldukça uzun ve ayrıntılı oluşlarıyla dikkati çekmektedir. Madde müelliflerinin imzalarına ise nâdiren rastlanmaktadır.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ