Mukaddimede Araplar'ın yabancı kelimeleri kullanma yöntemiyle onları belirleme ilkelerine temas edilmiş, Kur'an'da yabancı kelime bulunup bulunmadığına dair dilcilerle müfessirler arasındaki görüş ayrılığında uzlaşmacı bir yol izlenerek Kur'an'da bu tür kelimelerin yer aldığı, ancak bunların Arapçalaştığı belirtilmiştir. Ayrıca yabancı kelimelerin tesbitinde Araplar'ın bu kelimeleri kullanmadaki yöntemleriyle Arapça kelimelerdeki ses-harf uyum ilkelerinin bilinme gereğinden söz edilerek bazı ölçüler ortaya konmuştur.
el-Muʿarreb'in alfabetik sıralanmasında yalnız ilk harfin dikkate alınması aranan kelimeyi bulmada zorluk doğurduğu gibi bazı tekrarlara da sebep olmuştur (örnekler için bk. Abdülmün'im Ahmed et-Tikrîtî, s. 123). Bu arada "Suġd-Ṣuġd" gibi farklı imlâ ile yazılan kelimelerin ayrı yerlerde zikredilmesiyle gereksiz tekrarlar da meydana gelmiştir (el-Muʿarreb [nşr. F. Abdürrahîm], s. 392, 428). İstişhâd dönemi kabul edilen II. (VIII.) yüzyılın ortalarına kadar Arapça'ya giren, Kur'an ve hadis metinlerinde geçen yabancı kelimelerin açıklandığı sözlükte şâhid olarak şiir, hadis ve Arap atasözlerinden zengin bir malzeme yer almaktadır. Eserde "dirfes, kafîz, nebrâs, derb, sülaḥfât" gibi yabancı kökenli olduğunu yalnız müellifin söylediği kelimeler de mevcuttur. Kitapta başta İbn Düreyd'in Cemheretü'l-luġa'sı ile Ezherî'nin Tehẕîbü'l-luġa'sı olmak üzere Ebû Abdullah İbnü'l-A'râbî, Ebû Hâtim es-Sicistânî ve İbn Kuteybe gibi dilcilerden bazan isimleri kaydedilmek suretiyle nakilde bulunulmuş (Abdülmün'im Ahmed et-Tikrîtî, s. 130-132), referans verilmeden zikredilen bilgiler genellikle İbn Düreyd'in Cemheretü'l-luġa'sından aktarılmıştır (a.g.e., s. 127-128). Kelimelerin çoğunun anlamı açıklanmış veya eş anlamlısı belirtilmiş olmakla birlikte bir kısmında bu kurala uyulmamıştır.
Eleştirmenler, bazı Arapça kelimelerin yabancı olduğunu iddia etmek, zaman zaman aslını açıklamadan yalnız kelimenin yabancı kökenli olduğunu belirtmek ve çoğunun Farsça kökenli olduğunu söylemek, Arapça olmadığı bilinen ülke adlarını muarreb kelimeler arasında zikretmek, bazı bilgileri sahipleri dışındaki müelliflere nisbet etmek, değişik görüşleri açıklarken bazan kendi görüşünü belirtmemek gibi eleştirilerde bulunmuşlardır (a.g.e., s. 184-186).
Alanında ilk ve en kapsamlı eser olan el-Muʿarreb'i, Edward Sachau Almanca bir inceleme kısmı (s. 1-70), çeşitli indeks ve düzeltmelerle birlikte yayımlamıştır (Leipzig 1867). Bu neşirdeki eksiklikler Wilhelm Spitta tarafından Kahire nüshasına dayanılarak giderilmiş ve eserin ofset baskısı yapılmıştır (Tahran 1966). Ahmed Muhammed Şâkir eseri değişik nüshalardan yararlanıp yeniden yayımlamış (Kahire 1361/1942), bu neşrin ofset baskısı (Tahran 1966) ve gözden geçirilmiş ilâveli ikinci baskısı da (Kahire 1389/1969) gerçekleştirilmiştir. F. Abdürrahîm, Ahmed M. Şâkir neşrini metin tahkiki bakımından mükemmel bulmakla birlikte yabancı kelimelerin asıllarının açıklanmasında ve her yabancı kelimenin orijinal alfabesiyle yazılmasında eksiklik görerek, sözlüğü tekrar yayımlamıştır (Dımaşk 1410/1990).
el-Muʿarreb, İbn Berrî (Ḥâşiye ʿale'l-Muʿarreb [Ḥâşiyetü İbn Berrî ʿale'l-Muʿarreb], nşr. İbrâhim es-Sâmerrâî [Fi't-Taʿrîb ve'l-Muʿarreb bi-Ḥâşiyeti İbn Berrî], Beyrut 1405/1985) ve Abdullah b. Ahmed el-Bişbîşî'nin (et-Teẕyîl ve't-tekmîl li-me'stuʿmile mine'l-lafẓı'd-daḫîl [Cevâmiʿu't-taʿrîb], Nuruosmaniye Ktp., nr. 4884/4) eserleriyle ikmal ve tashih edilmiştir (Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, s. 64-65; Selâhaddin ez-Za'belâvî, sy. 22 [1986], s. 235). Eseri Hasan b. Ali el-Gūrî (yazma nüshası için bk. Abdülmün'im Ahmed et-Tikrîtî, s. 69) ve Hanîf İbrâhim Efendi (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2691/3) ihtisar etmiştir.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ