Ganj nehrinin sağ kıyısında bulunan şehir 760'ta (1359) Sultan Fîrûz Şah Tuğluk tarafından kurulmuştur. Kurulduğu dönemlerde Budizm'e ve Hindu dinlerine ait çok sayıda mâbed ve diğer yapıların bulunduğu bölge ayrıca stratejik bir öneme sahipti. Fîrûz Şah burayı kurduktan sonra selefi Muhammed b. Tuğluk'un şehzade iken anıldığı ad olan Jaun'a nisbetle Jaunpûr ismini verdi. 765'te (1364) ünlü Atâlâ Camii'nin inşasına başlandı. Jaunpûr, Şarkî sultanlarının döneminde (1394-1483) Kuzey Hindistan'ın önemli bir kültür merkezi haline geldi. Özellikle Timur'un XIV. yüzyıl sonunda Delhi'ye yaptığı akınlar üzerine buradan kaçan çok sayıdaki âlim, edebiyatçı, şair, sanatkâr ve sûfîlerden önemli bir kısmı Jaunpûr'a yerleşti. Şehirde Çiştiyye ve Sühreverdiyye dergâhlarıyla medreseler açıldı.
901'de (1495) Sultan İskender-i Lûdî, Jaunpûr'da altı ay kadar kalarak buradaki camiler dışında Şarkî Sultanlığı döneminde inşa edilen eserleri yıktırdı. Bunu takip eden yaklaşık seksen yıl içerisinde Jaunpûr, Afgan hânedanları arasındaki çekişmeler ve Bâbürlüler'le olan mücadeleler sırasında pek çok tahribat gördü. Bâbür'ün saltanatı döneminde Hümâyun tarafından zaptedilen şehir, ancak Ekber Şah'ın 974'te (1567) Hân-ı Hânân Muhammed Mün'im'i buraya vali tayin etmesiyle eski mimari ihtişamını yeniden kazanmaya başladı. Ekber Şah'ın Allahâbâd şehrini kurması üzerine Jaunpûr siyasî ve stratejik önemini kaybetmeye başladı. Bununla birlikte dinî ve kültürel bir merkez olma özelliğini korudu. Şeyh Abdürrâşid ve Molla Mahmûd Fârûkī gibi âlim ve sûfîler Jaunpûr'un İslâm dünyasında tanınmasına vesile oldular. Şehir 1775'te İngilizler tarafından ele geçirildi. Günümüzde gelişmiş bir endüstri, sanayi, ticaret ve eğitim merkezi olan Jaunpûr'un nüfusu 1991 yılında 1.958.282 idi.
Hindular'ın kutsal kabul ettiği pek çok küçük tapınağın bulunduğu şehir İslâm kültürü açısından da önemli mimari eserler barındırmaktadır. Fîrûz Şah Tuğluk'un yaptırdığı kale hâlâ ayaktadır. Kalenin içinde Fîrûz Şah'ın kumandanlarından İbrâhim Barabek'in inşa ettirdiği cami (Zilkade 778 / Mart 1377) mimari stil ve kullanılan malzemeler bakımından Şarkî eserlerinden ayrılır. İnşası 810'da (1408) Şarkî Sultanı İbrâhim tarafından tamamlanan Atâlâ Camii Jaunpûr'daki en muhteşem mimari eserdir. Kuzey, güney ve doğu cephelerinde muazzam büyüklükte tezyinatlı girişler bulunmaktadır. Caminin batı duvarında yer alan ana mihrap ince bir zevki yansıtan taş işçiliğiyle dikkat çeker. Yine Sultan İbrâhim'in yaptırdığı Cancahri Camii ile onun kumandanlarından Hâlis ve Muhlis hanların yaptırdığı Hâlis Muhlis Camii'nin bugün sadece ana gövde kalıntıları ayaktadır. Şarkî Sultanı Mahmud Şah'ın hanımı Bîbî Râcî'nin inşa ettirdiği Lâl Dervâze Camii (851/1447) Atâlâ Camii'nin küçük bir modeli gibidir. 842'de (1438) inşasına başlanan ve 883'te (1478) tamamlanan Jaunpûr Cuma Camii kare planlı olup temelden 6 metreye kadar yükselen görkemli bir yapıdır. Jaunpûr'da ayrıca XVI-XVIII. yüzyıllar arasında çok sayıda cami ve medrese yaptırılmışsa da günümüzde bunların hiçbiri iyi durumda değildir.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi