19 Muharrem 694 (9 Aralık 1294) tarihinde Dımaşk'ta doğdu. Aslen Hamalı olup Benî Kinâne kabilesine mensuptur. Babasının büyük dedesi Cemâa'ya nisbetle İbn Cemâa diye anıldı. Küçük yaşta Kur'an'ı ezberledi ve hadis öğrendi. Babası Bedreddin İbn Cemâa 702 (1302) yılında Kahire'de kādılkudât olunca tahsilini orada sürdürdü. Babasından, Cemâleddin Ahmed b. Muhammed el-Vecîzî ve Ali b. Muhammed el-Bâcî'den fıkıh öğrendi. 710 (1310) yılından itibaren özellikle hadis tahsili için İskenderiye, Şam, Mekke ve Medine başta olmak üzere çeşitli ilim merkezlerini dolaştı. Haccâr, Afîfüddin İshak b. Yahyâ el-Âmidî ve Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Ebü'l-Heycâ, İbn Kayyim el-Cevziyye, Abdülmü'min b. Halef ed-Dimyâtî, İbnü'l-Ekfânî, İbnü'z-Zübeyr es-Sekafî, Ebû Hayyân el-Endelüsî gibi birçok âlimden hadis, usûl-i fıkıh, kelâm, nahiv gibi dersler aldı. Zehebî ile de birbirlerinden hadis dinlediler.
Genç yaşta ders vermeye başlayan İbn Cemâa 714'te (1314) Kahire'deki Sâlihiyye Medresesi'nde müderris oldu. Ayrıca el-Câmiu'l-Ömerî'de İmam Şâfiî'nin ders halkasının kurulduğu Haşşâbiyye Zâviyesi, Kâmiliyye Medresesi Dârülhadisi ve Akmer Camii'nde ders verdi; Tolunoğlu Camii'nde fıkıh ve hadis müderrisliği yanında hatiplik yaptı. 731 (1331) yılında başta Tolunoğlu Camii ve Nâsıriyye Medresesi olmak üzere çeşitli vakıflara nezaret etmekle görevlendirildi. Ertesi yıl sultanın maiyetinde hac yolculuğuna çıktı. 737'de (1336-37) Mısır beytülmâl eminliğine, Cemâziyelâhir 738'de (Ocak 1338) Mısır kādılkudâtlığına getirildi. Memlük Sultanı Muhammed b. Kalavun Şam kadılarını tayin yetkisini ona verdi. 748 (1347), 753 (1352) ve 754 (1353) yıllarında son ikisi sultanın maiyetinde olmak üzere tekrar hacca gitti. 17 Rebîülâhir 754 (22 Mayıs 1353) tarihinde kādılkudâtlıktan istifa etti, ancak ertesi gün görevine iade edildi. Cemâziyelâhir 759'da (Mayıs 1358) Emîr Sargatmış tarafından bu görevinden azledildiyse de seksen gün sonra yeniden bu göreve getirildi. Daha sonra Vezir Fahreddin b. Kazvîne ile bazı şer'î meselelerde ihtilâfa düşünce kazâ işlerini nâibi Tâceddin el-Münâvî'ye bırakarak bir süre uzlete çekildi. Ancak Münâvî'nin ölümü üzerine bütün yük kendisinin üzerine kalınca 16 Cemâziyelâhir 766 (10 Mart 1365) tarihinde istifa etti. Hanefî ve Hanbelî kadılarıyla birlikte ayağına kadar giden Vezir Yelboğa görevde kalması için çok ısrar ettiyse de kararından vazgeçmedi. Bununla birlikte öğretim faaliyetini sürdürdü. Talebeleri arasında Zehebî, Zeynüddin el-Irâkī, Ebü'l-Mehâsin el-Hüseynî ve İbnü's-Sübkî gibi meşhur şahsiyetler bulunmaktadır. Aynı yıl ifa ettiği hacdan sonra Mekke'ye yerleşti. Zaman zaman uzlete çekilmesi ve sonunda kadılıktan istifa edip ömrünün kalan kısmını Mescid-i Nebevî ile Mescid-i Harâm'a kapanarak geçirmesinde tasavvufla olan bağlantısının (İbnü'l-Mülakkın, s. 504-505) rol oynadığı düşünülebilir. 10 Cemâziyelâhir 767 (22 Şubat 1366) tarihinde Mekke'de vefat eden İbn Cemâa, Cennetü'l-Muallâ'da Fudayl b. İyâz ile Necmeddin el-İsfahânî'nin kabirleri arasına defnedildi.
İbn Cemâa kādılkudâtlık yapmış ve fıkıh sahasında çeşitli eserler telif etmişse de daha çok hadisçiliğiyle dikkati çekmektedir. İbn Hacer el-Askalânî de onun hadis alanındaki uzmanlığının aksine fıkıhta pek mâhir olmadığını söylemektedir.
Eserleri. 1. Ravżatü'n-nebîh fî şerḥi't-Tenbîh. Ebû İshak eş-Şîrâzî'nin fıkıh usulüne dair et-Tenbîh adlı eserinin şerhi olup Yale Üniversitesi Kütüphanesi'nde bir nüshası bulunmaktadır (Nemoy, s. 110). 2. Hidâyetü's-sâlik ile'l-meẕâhibi'l-erbaʿa fi'l-menâsik (el-Mensekü'l-kebîr, el-Menâsikü'l-kübrâ ʿalâ meẕâhibi'l-erbaʿa). Sâlih b. Nâsır el-Huzeym tarafından Riyad'da Câmiatü'l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye'de doktora tezi olarak neşre hazırlanan eser (1403/1983) Nûreddin Itr tarafından edisyon kritiği yapılarak yayımlanmıştır (I-III, Beyrut 1414/1994). 3. el-Menâsikü'ṣ-ṣuġrâ. Önceki eserin muhtasarı olup Hüseyin b. Sâlim ed-Dühmânî tarafından neşredilmiştir (Tunus 1987). 4. Taḫrîcü eḥâdîs̱i'r-Râfiʿî. Gazzâlî'nin Şâfiî fıkhına dair el-Vecîz'ine Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî'nin yaptığı eş-Şerḥu'l-kebîr adlı şerhteki hadislerin tahrîcidir. Eserin eẕ-Ẕehebü'l-ibrîz fî taḫrîci eḥâdîs̱i'l-Vecîz başlıklı bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (Ayasofya, nr. 868). 5. Tüsâʿiyyâtü İbn Cemâʿa. Ebû Ca'fer Muhammed b. Abdüllatîf b. Küveyk er-Rabaî tarafından tahriç edilen kırk hadise dair bir eserdir (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 403). Brockelmann'ın kaydettiği Kitâbü'l-Erbaʿîn ile (GAL, II, 86) aynı eser olması muhtemeldir. 6. es-Sîretü'l-kübrâ (el-Muḫtaṣarü'l-kebîr). Hz. Peygamber'in hayatıyla ilgilidir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde (nr. 2796) Muḫtaṣaru sîreti'n-nebî adıyla kayıtlı nüshasının Ahmet Turan Yüksel tarafından yüksek lisans tezi olarak edisyon kritiği yapılmıştır (Konya 1987). Eser Asyâ Kelîbar Ali ez-Züheyrî tarafından es-Sîretü'n-nebeviyyetü'ş-şerîfe: el-Muḫtaṣarü'l-kebîr (Bağdat 1990) ve Sâmî Mekkî el-Ânî tarafından el-Muḫtaṣarü'l-kebîr fî sîreti Resûlillâh (Amman 1413/1983) adıyla yayımlanmıştır. 7. es-Sîretü'ṣ-ṣuġrâ (el-Muḫtaṣarü'ṣ-ṣaġīr). Önceki eserin muhtasarı olup Muhammed Kemâleddin İzzeddin tarafından neşredilmiştir (el-Muḫtaṣarü'ṣ-ṣaġīr fî sîreti'l-beşîri'n-neẕîr, Beyrut 1408/1988). 8. Rûḥu ḳarḥi'l-elibbâ fîmâ ruviye mine'ş-şiʿr bi-senedihî ʿalâ ḥurûfi esmâʾi'ş-şuʿarâʾ (İbnü'l-Irâkī, I, 204). 9. Nüzhetü'l-elibbâ fîmâ yürvâ ʿani'l-üdebâʾ (GAL, II, 86). Müellif bu eserini Münteḫabü Nüzheti'l-elibbâ adıyla ihtisar etmiş olup bir nüshası Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de kayıtlıdır (Teymûriyye, Şiir, nr. 401). 10. Nüzhetü'l-elbâb fîmâ lâ yûced fî Kitâb. Amman'da el-Câmiatü'l-Ürdüniyye Kütüphanesi'nde bir nüshası mevcuttur (Hidâyetü's-sâlik, neşredenin girişi, I, 33). 11. Ünsü'l-muḥâḍara mimmâ yüstaḥsen fi'l-müẕâkere. Eserin Manisa İl Halk Kütüphanesi'nde (nr. 5286) müellif hattı bir nüshası bulunmaktadır (Une liste des manuscrits, s. 9).
Bunların dışında kaynaklarda anılmamakla birlikte Brockelmann tarafından yazma nüshaları kaydedilen eserleri de şunlardır: Ḳaṣîde teḍammenet muṣṭalaḥa'l-ḥadîs̱, Kitâbü'l-Erbaʿîni'l-vüsṭâ el-muḫtaṣar mine'l-Erbaʿîni'l-kübrâ, Sefînetü Nûḥ fi'l-fıḳhi'ş-Şâfiʿî, Tâʾiyyetü İbn Cemâʿa (GAL, II, 86; Suppl., II, 78).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi