Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERYEM GAYBERİ

CHP varsa ‘kriz’ olmaz mı?

Türkiye'de tüm Cumhurbaşkanlığı seçimleri hep krizli olmuştur. 2007'de Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinin ardından yaşadıklarımızı hatırlayın. O zaman da meseleyi krize çeviren yine CHP idi. 367 ucubesinin mimarı olan kişi de dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal.

Daha önce rahmetli Özal, Demirel, Sezer için aranmayan 367 şartı, eşi başörtülü olduğu için Abdullah Gül'de aranıyordu. CHP, Gül'ün adaylığını, eşinin başörtüsü üzerinden laiklik tartışmalarına boğmuş, "Rejim elden gidiyor" diye feveran etmiş "Cumhuriyet Mitingleri" tertiplenmişti.

CHP, Anayasa Mahkemesi'ne giderek Cumhurbaşkanı'nın Meclis'ten değil de halkın oylarıyla seçilmesine sebep olmuştu. Yani bugün şikâyet ettikleri seçilmiş Cumhurbaşkanı sistemini getirilmesine neden olan bizzat CHP'nin ta kendisiydi.

***

2007 yılında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında, Cumhurbaşkanlığı konusunda o dönemde Başbakan Erdoğan'ı şöyle uyarıyordu: "Sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma. Sakın ha olma, sakın ha! Bu tavsiyem kulağına küpe olsun, bak iki hafta zaman var. Sakın ha ihtirasının kurbanı olma."

Aynı Baykal önceki gün de TBMM Genel Kurulu'nda anayasa değişikliğine ilişkin yaptığı konuşmada, "Allah aşkına bu ortamda, OHAL rejimi altında anayasa değişikliğini nasıl oluyor da aklınızdan geçiriyorsunuz?" diye sordu.

CHP'nin "Devletin sahibi benim" mantığı hiç değişmiyor. CHP'ye kalsa hiçbir şartta, onların istemediği bir değişikliği de yapamazsınız, onların istemediği bir ismi de seçemezsiniz!

***

Konu o günlere gelmişken bahsetmeden geçemeyeceğim. Aynı günlerde, yıllardır muhafazakâr camiayla yakın ilişkiler kuran, başörtüsüne özgürlük mücadelesinde destek veren kimi sol-liberal yazar ve aydınlardaki müthiş 'dönüşüme' de çok şaşırmıştım.

Yıllarca, "başörtüsüne özgürlük" diyen kalemlerin aniden "Cumhurbaşkanı'nın eşi başörtülü. Bu, devlete meydan okumaktır" demeye başlaması beni şok etmişti.

***

Bir kere, Anayasa'da yapılacak 18 maddelik değişiklik hakkında CHP'nin "Bir şeyden haberimiz yok. Millet da zaten bilmiyor" demesi absürt. Çünkü CHP haftalardır Anayasa Komisyonu'nda her türlü "muhalefeti" yaptığı maddelerin ne anlama geldiğinden habersiz mi? Neye muhalefet ettiklerini bilmiyorlar mıydı? Ellerindeki su şişelerin AK Partililere fırlatmaları sadece şov muydu yani?

Aksine, değişecek maddelerin en ince ayrıntısına bile vakıflar. Ha bunu kendi seçmenine bile anlatmaktan aciz olduğunu söylemek istiyorsa bu ayıp da CHP'ye yeter!

Bazı CHP'lilerin 2007'deki "Cumhuriyet mitingleri" gibi sokağı işaret etmesi ve TBMM'deki görüşmeleri uzatıp sündürerek krizli bir referandum ortamı oluşturmak istediğini anlıyoruz.

Ancak bunların hepsi bayat numaralar. Baykal ve CHP 2007'de o kadar "Sakın ha!" dedi, "Rejim elden gidecek" dedi, n'oldu? Hiç!

Başörtülü eşi olan Cumhurbaşkanı ile hiç de Cumhuriyet yıkılmadı. Bu seferde öyle olacak ama CHP işte "muhalefet" sandığı bu acayipliği yapmadan rahat etmeyecek…

KEMAL BEY AYIP ETTİ

NOT: Bildiğiniz gibi geçen Ağustos'ta Artvin mitingine giderken CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun konvoyuna PKK saldırısı olmuştu. Anında sosyal medyadan "Sayın Kılıçdaroğlu'na büyük geçmiş olsun. Terör ayrım yapmıyor. Teröre karşı birlik olmalıyız" diye yazmıştım. Medyada "Yandaş" diye aşağılanan yazarların hepsi de aynı içerikte mesajlar yazmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım da anında Kılıçdaroğlu'nu telefonla arayarak "Geçmiş olsun" mesajı vermişti. Buna rağmen Kılıçdaroğlu "Havuz medyasının PKK'dan hiçbir farkı yoktur. Bakın PKK bana saldırdı. Bunlar da saldırıyor" diyor. Sadece şu kadarını söyleyeyim: El insaf…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA