Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Dr. Nail Ömer ile dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde en önemli sağlık problemi haline gelen obeziteyi konuştum. Bunun bir hastalık olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ömer, "Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) obeziteyi bir hastalık olarak tanımlamıştır. Ülkemizde de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor" dedi.
SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇAR
Obezitenin yanlış beslenme alışkanlıkları, genetik bozukluklar, hormonal etkenler, hareketsiz yaşam, fazla gıda tüketimi ve psikiyatrik bozukluklar sebebiyle ortaya çıkan ciddi bir sağlık sorunu olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Ömer, şunlara dikkat çekti: "Obezite sebebiyle vücuttaki yağ dokusu aşırı artar ve bunun sonucunda çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkar.
Bu sağlık problemleri ise; kalp hastalıkları, diyabet, kas iskelet sistemi hastalıkları, cinsel fonksiyon bozuklukları ve uyku apnesi gibi hastalıklardır." Aşırı veya fazla kilo sonucunda hastaların öncelikle çeşitli diyetlere ve fiziksel egzersizlere başvurduklarını söyleyen Uzm. Dr. Ömer, "Kilo verebilmek için başvurulan bu yöntemler işe yaramadığında ise kilo vermeye yardımcı çeşitli girişimsel cerrahi prosedürlerine (bariatrik cerrahi) başvurulur. Ancak bunun içinde vücut kitle indeksinin uygun olması gerekir. Toplumda yaygın olarak bilinen mide botoksu, mide balonu, tüp mide ameliyatı ve şeker ameliyatları bunlara örnektir" dedi.
HANGİ YÖNTEM DAHA UYGUN?
UZM. Dr. Ömer, uygulanan girişimsel cerrahi yöntemlerini şöyle sıraladı:
MİDE BOTOKSU: Mide botoksu yan etkilerinin görülmesi ve endikasyon dışı olması nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklandı.
MİDE BALONU: Silikon veya poliüretan malzemeden üretilmiş, endoskopik olarak mideye yerleştirilen ve daha sonra steril sıvı ile şişirilen, böylece midede yer kaplayarak tokluk hissi sağlayan obezite tedavilerinden birisidir.
TÜP MİDE AMELİYATI: Obezite cerrahisine uygun olmayan veya cerrahi işlem istemeyen hastalar için bir seçenektir. Bu işlemde ameliyat kesisi gerekmez ve fazla kiloların yüzde 40'na kadar kurtulmak mümkündür. 3 yıldan fazladır Vücut Kitle İndeksi >35 kg/m2 olan, daha önce kilo vermede başarısız olmuş ve yaşam tarzı değişiklikliğine hazır olan bireyler bu ameliyatı olabilirler.
PSİKOSOSYAL DEĞERLENDİRME ÖNEMLİ
UZM. Dr. Ömer, obezite bariatrik ameliyatlarının kilo vermek için tek başına yeterli yöntemler olmadığını da belirterek, şunlara dikkat çekti: "Bariatrik cerrahi öncesinde kişilerde tıkınırcasına yeme bozukluğu, tatlı düşkünlüğü, kaygı bozuklukları, depresyon, uyku bozuklukları, kişilik bozuklukları ve beden imajına ve benlik saygısına bağlı memnuniyetsizlik sorunları ile karşılaşılmaktadır. Bariatrik cerrahi öncesi, psikiyatrik ve psikososyal değerlendirmenin yanında hastanın daha önceki kiloları ve diyet ile ilgili alışkanlıklarının bilinmesi, morbid obeziteye giden yolun anlaşılması için önemlidir."
YEME ALIŞKANLIĞININ DEĞİŞTİRİLMESİ ŞART
UZM
. Dr. Ömer, ciddi boyutta fazla kilosu olan hastalarda tek başına obezite ameliyatı olmanın yeterli olmadığını söyleyerek "Hastanın öncelikli olarak ameliyat sonrası yeme alışkanlıklarını değiştirerek, yeni bir hayata başlayabileceğinin farkında olması gerekir. Bazı hastalarda ameliyat sonrası iyi sonuçlar elde edilememesi durumu cerrahinin başarısızlığından ziyade psikiyatrik ve psikososyal etkenlerle ilişkilendirilmektedir. Bu yüzden psikiyatri uzmanları bariatrik cerrahi hastalarının değerlendirilmesinde temel bir role sahiptirler" dedi.