Su çiçeği enfeksiyonu geçirdikten sonra, virüs sinir köklerine yerleşerek uzun yıllar uyku şeklinde kalır. Ayrıca emosyonel stres, kronik sağlık sorunları, romatizmal hastalıklar, immün sistemi baskılayan ilaç kullananlar, dengesiz beslenme, uykusuzluk zona hastalığı riskini artıran unsurlardır.
Zonanın ilk bulguları döküntü oluşmadan önce ortaya çıkan tek taraflı, bölgesel yanıcı batıcı vasıfta ağrıdır. Bu akut ağrı ile hastalar kalp krizi, mide ülseri, böbrek taşı, safra taşı ön tanıları ile birçok farklı uzmanlık dalına başvurabilmektedir. Ağrıya, deride duyarlılık, ateş, halsizlik eşlik edebilir.
Hastalığın bir sonraki döneminde aynı ağrı bölgesinde orta hattı geçmeyen, kuşak tarzı yayılım gösteren içi sıvı dolu kızarık kabarcıklar başlayınca da cildiye bölümüne yönlenmiş olurlar.
Ancak hastalar tek taraflı, bölgesel yeni başlayan şiddetli ağrı durumunda zona hastalığı açısından dikkatli olup, bir dermatoloğa başvurmalıdır. Bu şekilde gereksiz tetkik ve zaman kaybının önüne geçilmiş olunur.
Zonada en sık gövde (göğüs) tutulumu olmaktadır. Ancak gövde dışında yüz sinirleri etkilenmesi ile görme kaybı, yüz felci ve işitme kaybı gelişme durumu da söz konusu olabilmektedir. Ancak kızarık kabarcıklar ortaya çıktıktan ilk 72 saat içinde başlanan antiviral tedavi erken iyileşme sağlamakta, komplikasyonları ve sonrasındaki ağrı süresini azaltmaktadır.
Tedavi ile kabarcıklar patlayarak kabuk bağlamaya başlar. İyileşmesi 2-3 haftayı bulan hastalık süresince kabarcıklar ortaya çıkarken ateş yüksekliği, lenf bezlerinde şişme görülebilir. Antiviral tedavi yanında dermatoloji uzmanının önerdiği çeşitli sürme ilaçlar, ek öneriler, istirahat ve bol sıvı alınması şifaya katkıda bulunmaktadır. Tedavide geç kalınması kızarık kabarcıklar iyileşip yok olsa bile "postherpetik nevralji" denilen geçmeyen ağrı tablosuna sebep olabilir. Ağrının döküntüler iyileştikten sonra da sürmesinin nedeni iltihaplanan sinirin hasara uğramış olmasıdır. Bu yüzden zamanında başlanan antiviral tedavi son derece önemlidir.