Bacaklarımızdaki toplardamarlar kirli kanı yer çekiminin tersi yönünde temizlenmesi için akciğerlere ve kalbe taşıyan damarlardır. Bu damarların içinde yukarı doğru akımın sağlanabilmesini kolaylaştıran ve aşağıya doğru kanın toplanmasını engelleyen kapaklar vardır. Bacak kaslarının çalışması ve kan bu kapakların yardımı ile tek yönlü olarak yukarı ilerler. Ancak kapaklarda hasar oluştuğunda kanın yer çekimi ile aşağı yönde basınç oluşturması ile yüzeysel toplardamarlarda varisler oluşur.
Ayakta uzun süre hareketsiz olarak durma, genetik yatkınlık ve bayan hastalarda fazla kilolar varis hastalığı için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Toplumda sıklığı %20 ile 40 arasında olduğu belirtilen varisler yaşam kalitesini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur.
Varis Hastalığı nedeni ile gün içinde giderek artan bacak ağrısı, bacaklarda çabuk yorulma ve ağırlık hissi olur. Hastalarda semptomları rahatlatmak için öğleden sonra oturma ve bacaklarını yukarıya kaldırma isteği görülebilir. Gözle görülür varis olmadan da bu şikayetler görülebilir. Tedavi edilmediğinde ilerleyerek pıhtı oluşumlarına neden olabilir. Daha ciddi seviyelerdeki varis hastalarında deride renk değişikliği ve yaralar oluşabilir. 60 yaş üstü yetişkinlerin %1'inde varis hastalığına bağlı yaralar görülmektedir. Mutlaka önemsenmeli ve tedavisi ihmal edilmemelidir.
Toplardamardaki kapakların hasarı ve aşağı yönlü basınç artışı (Venöz Yetmezlik) farklı büyüklüklerde varisler oluşturur. Bilimsel makalelerde farklı sınıflamalar olmakla birlikte kabaca 3 tüp varis vardır.
1. Büyük varisler: Deriden bariz çıkıntı yapan, çapları 4-15mm arasında değişen varislerdir.
2. Orta boy varisler: Deriden hafif çıkıntı yapan, yeşil renkli, çapları 2-4 mm arasında değişen varislerdir.
3. Kılcal varisler: Deriden çıkıntı yapmayan, çapları 1-2mm den küçük olan kırmızı-mor renkli varislerdir.