Amerika Kıtası'nda etkili olan ve kısa sürede Avrupa'ya sıçrayan zika virüsü, birçok ülkeye korku saçmaya başladı. İnsanlara sivrisinekler tarafından bulaştırılan virüse Türkiye'de rastlanmadı. Tüm dünyayı korkutan virüsle ilgili Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülendam Bozdayı, Türkiye'de zika virüsüne dair kanıt elde edilmediğini ifade etti. Ancak Güney Amerika Kıtası'na seyahat edeceklerin dikkatli olması gerektiğine dikkat çeken Bozdayı, "Sivrisinek aktivitesinin bulunmadığı kış mevsiminde ülkemizde bir salgın tablosunun çıkması düşünülmemektedir. Salgın bulunan ülke ve bölgelere gebelerin seyahat etmemesi ve bu bölgelere seyahat etmiş tüm kişilerin seyahatleri sırasında sivrisinek temasına karşı duyarlı olması, enfekte olduğu belirlenmiş bireylerin ülkemizde sivrisineklerle temasının engellenmesi gibi önlemlerle ülkemizde yaz aylarında da salgın gelişmesinin önüne geçecektir ifadelerini kullandı.
ZİKA VİRÜSÜYLE MÜCADELE
Bozdayı, şüpheli hastalar için de Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı Ulusal Viroloji Referans Laboratuvarı'nı adres gösterdi. Türkiye Halk Sağlığı'nın labaratuvarında şüpheli hastaların kanından virüs genetik materyalinin saptanmasına yönelik testler yapılabildiğini aktaran Bozdayı, bu virüs için bulaştırıcı olan aedes cinsi sivrisineklerin ülkemizde de bulunduğunu ifade etti.
"HIZLA YAYILAN VİRÜS İÇİN ARALIK 2015 İTİBARİYLE BREZİLYA'DA 1 MİLYON 300 BİN OLASI ENFEKTE KİŞİ BULUNDUĞU RAPOR EDİLDİ"
İnsanlara sivrisinekler tarafından bulaştırılan Flaviviridae virüs ailesinden bir virüs olan zika virüsünün sarı humma virüsü, Batı Nil virüsü ve Dengue virüsü ile akraba olduğunu söyleyen Bozdayı, virüsün ana kaynağının insanlar ve maymunlar olduğunu kaydetti. Bozdayı, şunları kaydetti:
"Adını ilk kez 1947 yılında Uganda'da saptandığı Rhesus maymunlarının yaşadığı Zika Ormanı'ndan alan virüs insanlarda ilk kez Uganda ve Tanzanya'da 1952 yılında saptandı. İlk büyük salgınını 2007 yılında Yap adasında (Mikronezya) gerçekleştiren virüs için salgınlar için adres geçtiğimiz yıla kadar Afrika, Güneydoğu Asya ve Pasifik adaları olurken, Mayıs 2015'de Brezilya'dan enfekte haberi geldi. Hızla yayılan virüs için Aralık 2015 itibariyle Brezilya'da 1 milyon 300 bin olası enfekte kişi bulunduğu rapor edildi.
"ZİKA VİRÜSÜ İNSANLARA UYUM SAĞLIYOR"
Bozdayı, 19 Ocak 2016 itibariyle El Salvador, Venezuela, Kolombiya, Surinam, Fransız Guyanası, Honduras, Meksika, Panama ve Martinik'te hızla ilerleyen zika virüs salgınlarının görüldüğünü de söyledi. Hızlı yayılan virüsün özellikle gebelerdeki etkileri nedeniyle tüm dünyada yakından takip edildiğini belirten Prof. Dr. Bozdayı, riskli bölgelere seyahat öyküsü olan kişilerde 2015 yılının sonlarında İngiltere ve Hollanda'da ve 26 Ocak 2016 tarihi itibariyle de Danimarka ve İsviçre'de etkenin ülke dışında bulaştığı enfekte kişiler belirlendiğini ifade etti. Bozdayı, gebe kadınlar başta olmak üzere, zika virüsün salgın yaptığı ya da görüldüğü ülke ve coğrafik alanlara seyahat eden, daha önceden zika virüs ile enfekte olmamış tüm kişiler risk altında olduğunu söyledi. Virüsün insanlara enfekte Aedes cinsi sivrisineklerin (Aedes aegypti ve Aedes albopictus türleri) ısırması ile bulaştığını bildiren Bozdayı, gebelik sırasında enfekte anneden bebeğe geçişin mümkün olduğunu aktardı. Annenin sütünde virüs bulunmakla birlikte emzirme ile bulaşmanın günümüze dek bildirilmediğini ifade eden Bozdayı, kan transfüzyonu ve cinsel temasla gerçekleşmiş birer bulaş olgusu bildirildiğini kaydetti.
21. YÜZYIL 'VİRÜS ÇAĞI' OLDU
"HASTALIK GENELLİKLE HAFİF SEYREDER VE BİRKAÇ GÜN İÇİNDE KENDİ KENDİNE İYİLEŞİR"
Virüsün kuluçka süresinin birkaç gün ile bir hafta arasında olduğunu söyleyen Bozdayı, b
elirtilerin ise ateş, döküntü, eklem ağrıları ve konjuktivit (gözlerin kızarması, sulanması, yanması) olduğunu ifade etti. "Bunun dışında kas ve baş ağrısı olabilir. Hastalık genellikle hafif seyreder ve birkaç gün içinde kendi kendine iyileşir diyen Bozdayı, bu enfeksiyon nedeniyle ölüm bildirilmediğini anlattı.
Brezilya'da 2015 yılında başlayan salgın sırasında enfekte olan gebelerin düşük, ölü doğum ve mikrosefali (beyin gelişim bozukluğu sonucu kafanın küçük olması) bulunan bebek doğumlarında ciddi artışlar saptandığını ancak virüs ile ilişkisinin henüz saptanmadığına dikkat çeken Bozdayı, gebelerin enfeksiyondan kaçınmaları ve eğer enfekte oldularsa sık gebe takipleriyle anne sağlığı ve bebek gelişiminin izlenmesinin önerildiğini ifade etti. Bozdayı, gebelerin enfeksiyona normal popülasyondan daha duyarlı olup olmadığı ve enfeksiyonun gebelerde daha ağır seyredip seyretmediğine dair bilimsel verilerin yetersiz olduğunu da belirtti.
"ASPİRİN, NAPROKSEN YA DA İBUPROFEN TÜREVİ İLAÇLAR KANAMA EĞİLİMİNE NEDEN OLABİLECEKLERİ İÇİN KULLANILMAMALIDIR"
Virüse özgü bir tedavi bulunmadığını ve daha çok belirtilere yönelik tedavi yapıldığını kaydeden Bozdayı, hastaların yatak istirahati yapmasının, ateş ve ağrı için de asetaminofen türevi ilaçlar kullanmasının gerekli olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Bozdayı,
"Aspirin, naproksen ya da ibuprofen türevi ilaçlar kanama eğilimine neden olabilecekleri için kullanılmamalıdır. Bol sıvı alınması gereklidir dedi.
Zika virüsüne karşı koruma sağlayacak herhangi bir ilaç ya da aşının henüz geliştirilmediğini bildiren Bozdayı,
"Korunmanın merkezinde sivrisinek sokmalarına karşı önlem alma bulunmaktadır ifadesini kullandı.
Zika virüsünü taşıyan sivrisineklerin daha çok gündüzleri soktuğunu söyleyen Bozdayı, "Salgın bulunan yerlere seyahat edenler uzun kollu giysiler ve pantolon giymeli, klimalı ya da pencerelerinde sinek teli bulunan yerlerde kalmalı, dış ortamda mutlaka sivrisinek kovucular uygulamalıdırlar diye konuştu.
Gebelerin ya da emziren annelerin sivrisinek kovucu maddeler kullanmasında bir sakınca bulunmadığını da belirten Bozdayı, şöyle konuştu:
"İki aylıktan küçük bebeklere sivrisinek kovucu kullanılmaması gerekir. Zika virüs ile enfekte kişilerin enfeksiyondan sonra 1 hafta içinde kanlarında zika virüs bulunur. Bunları sokan sivrisineklerin başka insanlara virüs taşıması olasıdır. Bu nedenle enfekte kişilerin de sivrisinek sokmalarına karşı önlem almaları gereklidir.