Her makro değişim ve dönüşümün ardından ortaya çıkan bağlamı, teknik gelişmelerin rolüne odaklanarak izah etme teknolojik determinizmin temel gündem maddesidir. Tarihin gelişme sürecine paralel biçimde yeni çalışmalara konu edilişi ve kullanılan teknolojiler doğrultusunda çağlara ayrılması teknolojik determinizm eksenli çalışmalarda sıklıkla görülür. Nitekim makine çağı, otomasyon çağı, uzay çağı, internet çağı ve ağ toplumu gibi kavramsallaştırmalar yaşanılan dünyada tekniğin toplumsal değişme üzerindeki tesiri ile doğrudan ilişkilendirilmektedir. Üretimin esas olduğu ve emek gücünün ön planda olduğu sanayi toplumları ile bilgi ve hizmet sektörünün etkili olduğu günümüz toplumları teknolojik gelişmelerin etki gücü ile birbirinden ayrılmaktadır. Farklı tanım ve kavramlara konu olsa da günümüz toplumunun en önemli özelliği gündelik hayatın hemen her alanında bilgisayar teknolojilerinin oynadığı roldür. Öyle ki her geçen gün artan dijitalleşme olgusu, tüketim pratiklerimizden oy verme tercihlerimize kadar sosyal ve politik alışkanlıklarımıza farklı düzeylerde etki etmekte ve onları dönüştürmektedir.
Dijital 2021 Raporu
Son yıllarda ismini fazlaca duyduğumuz We Are Social ve Hootsuite, yaptığı araştırmalar ile sözünü ettiğimiz dijitalleşmenin farklı veçhelerini göstermekte ve internet teknolojilerinin hayatımızda oynadığı rolü istatistiklerle ortaya koymaktadır. Her sene yayımladığı raporlarla hem dünya hem de Türkiye'deki dijitalleşmenin farklı boyutlarını gösteren ve bu alanda yaşanan dinamik gelişimin sonuçlarını paylaşan bahse konu şirketlerin 2021 raporuna ayrıntılı bakıldığında, Türkiye ve dünyadaki ana eğilimin dijitalleşme pratiklerinde yaşanan artış olduğu görülmektedir. Özellikle pandemi ile birlikte fiziksel alanlarda yapılan faaliyetlerin çevrim içi ortamlara aktarılmasına bağlı olarak evde geçirilen sürenin artışı, dijital platformlarda geçirilen vaktin de doğrudan artması anlamına gelmektedir. Dünyadaki internet kullanıcı sayısının 4,6 milyara yükselmesi ve internette geçirilen sürenin günde yaklaşık yedi saat olması bu gerçeği doğrulamaktadır. Mobil telefonların internete erişim ve sosyal medya mecralarına bağlanma anlamında önemli bir rol oynadığı, raporun dünya genelindeki sonuçları arasında dikkat çeken bir husustur. Raporda dikkat çeken bir diğer husus ise son dönemde Türkiye'de sosyal medya yasası olarak bilinen yasa ile belirli düzenlemelere tabi tutulan dijital platformların dünyadaki öncü rolüdür. Örneğin sırasıyla Google, YouTube ve Facebook dünyada en fazla ziyaret edilen üç site olma özelliğiyle ön plana çıkmaktadır. Benzer biçimde en çok kullanılan sosyal ağlar sıralamasında da Facebook, YouTube ve WhatsApp gibi platformlar başı çekmektedir. En çok kullanılan tarayıcılar sıralamasında ise Chrome ve Safari'nin açık ara önde olması bu alanda oluşan oligopolü de gözler önüne sermektedir.
Geleceğin dijitalleşmesi
Dünyadaki dijitalleşme trendine bağlı olarak Türkiye'de de benzer bir eğilimin olduğu raporun Türkiye ile ilgili kısmında görülmektedir. İnternet kullanımı oranlarında ciddi bir yükseliş olmakla birlikte geçtiğimiz yıla kıyasla Türkiye'deki sosyal medya kullanıcı sayısında da yüzde 11'lik bir artış (toplam nüfusumuzun yüzde 70,8'i sosyal medyada) söz konusu. En çok kullanılan sosyal medya platformları da benzer bir eğilim göstermekte ve ilk sıralarda YouTube, Instagram, WhatsApp, Facebook ve Twitter gibi hegemon platformlar yer almaktadır. İnternette geçirilen süredeki artışa paralel olarak sosyal medyada harcanan zaman da artış göstermekte. Hem dünya hem de Türkiye'de artış gösteren bir diğer eğilim ise tüketim pratiklerinin daha fazla dijitalleştiği gerçeğidir. Dünyanın her geçen gün internet üzerinden dolayımlanan bir kültür geliştirdiği ve bunun da yaşam örüntülerimizde radikal değişiklikler oluşturduğu rapordan çıkarılacak sonuçların başında gelmektedir. Dijital alanda yaşanan oligopolleşme ve sermayenin eksen değiştirerek internet üzerinden yer değiştirmesi de bir diğer çıktıdır. Benzer biçimde geleneksel olarak sürdürdüğümüz iş ve çalışma modelleri de pandeminin etkisiyle daha fazla dijitalleşmektedir. Rapordaki verilerden açık biçimde görüleceği üzere dünyadaki dijitalleşme ağı birkaç şirketin hegemonyasında sürmekte ve bu alanda farklı ülkelerin gösterdiği mukavemet de sınırlı olmaktadır. Özellikle Çin'in alternatif uygulamalar ile farklı ülkelerde rağbet görmesine rağmen korumacı trendler ve ağır regülasyon modelleri ile sınırlandırılması bu alandaki mücadeleyi Batı lehine güçlendirmektedir. Önümüzdeki dönemde, korumacı trend ve regülasyon girişimlerinin etkisini sürdüreceği düşünüldüğünde, dijital alanda yaşanacak çatışmanın çok kutuplu olması zor bir ihtimal olarak gözükmekle birlikte Çin'in bu alandaki varlığı güç çatışması açısından sahayı dinamik tutan bir unsur olacaktır. Hiç kuşkusuz teknolojinin tarihsel süreçte oynadığı dönüştürücü rol, bugün internet üzerinden gerçekleşmekte ve internet tabanlı teknolojik yenilikler hayatımızın hemen her alanında radikal değişimler yaratmaktadır.