Rusya'nın Suriye denklemine dahil olması Suriye iç savaşının seyrini tamamen değiştiren bir hamle olmuştur. Rusya'nın ilk başlarda Ukrayna ve Kırım'da yaşamış oldukları gerilimi unutturmak için atılan bir hamle olarak algılanan Suriye çıkışı, Obama yönetiminin Ortadoğu'da bırakmış olduğu jeopolitik boşluk nedeni ile Moskova açısından etki alanını genişletmek için ideal bir fırsat haline dönüşmüştür. Rusya bu fırsatı doğru bir şekilde değerlendirerek Soğuk Savaş sonrası etkisini kaybettiği Ortadoğu jeopolitik denklemine etkili bir dönüş yapmıştır. Rusya, Suriye'de rejim lehine ağırlığını koyarak statükonun muhafazası konusunda önemli kazanımlar elde etmiştir. Obama yönetimi başlarda İran'ın Suriye'de oluşturabileceği hegemonyayı dengeleme kaygısı ile Rusya'nın müdahalesine fazla tepki göstermemiştir. Ancak Rusya bu fırsat penceresini doğru bir şekilde değerlendirerek tahmin ettiğinden daha fazla bir etki alanı oluşturmuştur.
Moskova'nın Esed tarafında iç savaşa müdahil olması başlarda Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerinin gerilmesine neden oldu. Türkiye'nin Suriye sınır hattında Rusya'ya ait olduğu sonradan anlaşılan bir savaş jetini düşürmesi bu gerilimi çok üst düzeye çıkardı. Ancak Rusya'nın Suriye'de düzen kurmaya yönelik kalıcı işler yapma isteği ve arzusu Ankara'nın Moskova'ya yönelik tavrını yumuşatmıştır. ABD'nin de Suriye'de kendine müttefik olarak YPG'yi seçmesi Türkiye'yi Rusya ile daha da yakınlaştırmıştır. ABD Suriye politikası konusunda Türkiye'yi oyalamış ve verdiği hiçbir sözü tutmamıştır. Obama yönetimi kimyasal silah eşiği aşılmış olmasına rağmen Suriye'deki iç savaşa müdahil olmamıştır. Bunda Obama yönetiminin sahada asker kullanmama takıntısının da rolü büyüktür. Obama yönetimi CIA üzerinden bir yandan eğit donat gibi muğlak ve zayıf bir programla Türkiye'yi oyalarken diğer yandan Pentagon sahada kendine "İslamcı olmayan" ve kendi otoritesi altında sorgusuz sualsiz hareket edecek bir partner bulmuştur. ABD basınının kapsamlı PR çalışmasıyla parlatılmış PKK'nın Suriye kolu PYD DEAŞ karşısına çıkarılmıştır. ABD'nin ikircikli PYD oyunu Türkiye'yi Suriye konusunda tamamen Washington'dan uzaklaştırmış ve Ankara'nın Moskova ile daha rahat çalışmasının önünü açmıştır.
Türkiye ile son dönemde geliştirmiş olduğu yapıcı ilişki biçimi Rusya'nın Suriye denklemi üzerinden edindiği en somut kazanımlardan biri haline dönüşmüştür. Türkiye ile Rusya arasında başta enerji, ticaret, turizm gibi alanlarda başlayan iş birliği son dönemdeki bazı hamlelerle stratejik bir nitelik kazanma eğilimindedir. İki ülke arasındaki nükleer enerji konusundaki iş birliği, enerji nakil hatları konusundaki ortak yatırımlar, Ankara'nın Astana sürecine dahil olması ile neticelenen politika değişikliği ve son olarak Türkiye'nin Rusya'dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemleri ile birlikte stratejik bir nitelik almaya başlamıştır.
Rusya açısından Suriye iç savaşının neticelendirilmesi doğrultusunda atılacak adımlar gerek jeopolitik gerekse sembolik açıdan önem arz etmektedir. Rusya Suriye'de devam etmekte olan iç savaşı sona erdirme konusunda attığı adımlarla uluslararası gündemi yapıcı bir şekilde yönlendirebildiğini gösterme çabası içerisindedir. Rusya Suriye'deki krizin ne şekilde yönetileceği ve kendisinin bu noktada nasıl bir rol oynayacağını fazlası ile önemsemektedir. Suriye'ye istikrar getiren bir Rusya bölgesel düzenin oluşmasında önemli bir söz sahibi olacak ve nüfuzunu bölge ötesine de taşıyabilecektir.
Moskova 29-30 Ocak tarihlerinde Suriye'deki bütün etnik grupların katılımı ile Soçi'de yapılması planlanan Ulusal Diyalog Kongresi'ne özel bir önem atfetmektedir. Rusya bu hamlesi ile Suriye'de istikrarı sağlamayı başarırsa bu adım Kremlin'e bölgeyi de aşan bir etki alanı oluşturma imkanı verecektir. Rusya, Suriye konusunda Türkiye ile sürdürdüğü mutabakatı bu nedenle de önemsemektedir zira muhalif unsurların çatışmayı bırakarak siyasi sürece eklemlenmeleri Suriye'de istikrarın anahtarı olacaktır. Kendi topraklarında iç savaştan kaçan 3,5 milyondan fazla Suriyeliyi barındıran Türkiye ise belirli muhalif gruplar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Rusya'nın Suriye denklemine bütüncül bakışı ve düzen kurmaya yönelik yaklaşımı Ankara açısından Moskova ile koordineli çalışmayı cazip kılmıştır. Zeytin Dalı Harekatı iki ülkenin Suriye konusundaki ortaklıkları konusunda önemli bir test alanı olacaktır. Sahadaki risklerine rağmen harekat boyunca aralarındaki güven ortamını muhafaza edebilirlerse bu iki ülkenin birlikte daha önemli adımlar atabileceklerinin göstergesi olacaktır.