Kariyerinin tamamını bir forma altında geçirmek için sadakat kadar yetenek de gerekir, iyi profesyonel olmak da... Hele ki oynadığınız takım sürekli şampiyonluk yarışı veriyorsa... Kimse size altyapıdan yetiştiğiniz ya da genç yaşta o formayı giydiğiniz için 15 yıl boyunca yeni kontrat vermez. Bülent Korkmaz, Rıza Çalımbay olabilmek zor. Bugünün futbolunda hem bizde hem de Avrupa liglerinde bunu başarabilen futbolcuların sayısı hızla azalıyor. Transfer dönemlerinin çılgınlıkları, havalarda uçan milyon eurolar şu soruyu sormayı gerektiriyor: Sadakatsiz olanlar eskiden futbolculardı artık yönetimler mi? Biz, bir zamanlar attıkları yeni imzayla eski kulübüne ihanet ettiği düşünülen isimler arasında bir tura çıkalım... Türk futbolunun 100 yılı deviren ezeli rekabet üçgeninde forma değiştiren futbolcuların büyük bir çoğunluğu, aslında kulüplerinden ayrılmak zorunda kalmışlardır ama yönetimler giden adamı, ihanet eden adam olarak taraftara ezberletmeye çalıştıklarından birçoğu haksız yere sadakatsiz olarak damgalanmıştı. İlk sırada Galatasaray yönetiminin hakkı olan kontratı vermediği Tanju Çolak var. Dönemin Galatasaray Başkanı Alp Yalman'ın özel hayatı nedeniyle gözden çıkardığı Avrupa Gol Kralı Tanju Çolak, rahmetli Metin Aşık'ın gayretleriyle soluğu Fenerbahçe'de almıştı. İki numarada son 20 yılın en sarsıcı transferi var. Tümer Metin, Luis Figo mudur? Beşiktaş yönetiminin yeni kontrat vermediği ve haksızlık yaptığı, "Sergen attı şampiyonluk geldi"nin diğer kahramanı, kariyerine Fenerbahçe'de devam etti. Beşiktaş yönetimi istese Tümer ile yola devam edebilirdi ama genç kuşaklar onu Kartal'a ihanet eden Tümer olarak öğrendiler... Haksızlıktı. Listenin üç numarasında kariyerinin son senesinde Fenerbahçe'ye giden Galatasaray kaptanı "Büyük" Mehmet Oğuz var. 1979 yılındaki imzanın ardından şampiyonluk hasreti çeken birçok Galatasaraylı genç ve çocuk, gözyaşı döktü, hikayenin sonunda Mehmet Oğuz kaybetti. Hasan Vezir, Mehmet Oğuz'dan 10 yıl sonra Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçti. 0-3'ten 4-3 Fenerbahçe'nin kazandığı derbinin kahramanı Hasan, Galatasaray'da kayboldu gitti, Fenerbahçe'de kalsaydı yerli Rummenige olarak yola devam ederdi. İki eski Fenerbahçeli İlyas Tüfekçi ve Arif Kocabıyık, 80'lerin ortasında Fenerbahçe'den Galatasaray'a geldiler. İkisi de büyük futbolcuydular, başarılı oldular.
KADIKÖY'DE FORMA YAKTILAR
Haim Revivo, Celta Vigo forması giyerken Barcelona'nın transfer listesindeydi. Fenerbahçe'ye geldiğinde Galatasaray dört sezon arka arkaya şampiyon olmuş, Jardel'in geldiği kadro beşincinin peşindeydi. İsrailli 10 numara, Kadıköy'de taraftarın sevgilisi oldu. Denizli yönetiminde şampiyonluğu kazandı, ertesi sezon Galatasaray 15. şampiyonluk kupasını müzesine götürüp, üçüncü yıldızı taktıktan sonra sürpriz bir transfer gerçekleşti. Fatih Terim'in döndüğü Galatasaray'da devre arasının yürek yakan transferi Haim Revivo idi. Kadıköy'de Revivo formalarını yakanlar, kulübün değişim kampanyasına katılanlar, Florya cephesinde ise yetenekli 10 numaranın imzasının heyecanı. Revivo ilk maçında Bursaspor deplasmanında üç gol attı. Fileleri havalandırdıktan sonra attığı taklalarla meşhur Revivo sonra kayboldu ortalıktan... Listenin sekizci sırasında Semih Yuvakuran var. Türk futbolunda modern bek denildiğinde akla gelen isim. Hücumlara katkı veren, kayarak müdahalede Avrupalı davranan, sertliği topa olan sol bek. Galatasaray'dan istediği kontratı alamayınca kariyerine Fenerbahçe'de devam etmişti. Listenin dokuz ve 10 numarasında Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan var. Trabzonspor savunmasının iki kaliteli ismi, Fenerbahçe forması giydiğinde çok kalpler kırıldı... "İlk 10'da Emre Belözoğlu, Fatih Akyel, Sergen Yalçın neden yok?" derseniz adı geçen futbolcuların derbinin bir yakasından ötekine direkt gitmediklerini, kariyerlerinde mutlaka bir ara takım olduğunu hatırlatırım. Bu listede Mehmet Oğuz ve Hasan Vezir dışındaki isimleri sadakatsiz olarak niteledirmek büyük haksızlık olur. Hepsi dönemin şartlarında kendilerine inanmayan kulüplerinin vefasızlığına ya da futbol akıllarına teslim oldular. Ayhan Akman'ın Beşiktaş'taki flu 10 numara günlerinden sonra Galatasaray'a gitmesi gibi... Sözü Murathan Mungan'a bırakıyorum. Giden mi terk eder, kalan mı?.. "Kimdi kimdi kalan Giden mi suçludur herzaman? Ne zaman başlar ayrılıklar Dostluklar biter ne zaman Her geçen gün bir parça daha Aldı götürdü bizden Aynı kalmıyordu hiçbir şey Değişiyordu her şey kendiliğinden Artık çözülmüştü ellerimiz Artık bölünmüştü yüreğimiz Birimiz söylemeliydi bunu Ötekini incitmeden Kimdi giden kimdi kalan Aslında giden değil Kalandır terkeden Giden de bu yüzden gitmiştir zaten."