Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Herkes mutlu olsun operasyonu

Doğru kadro planlaması yapmışsan ara transferde futbolcu peşinde koşmazsın. Zaten kimse de sana kadrosundaki iş yapan iyi futbolcuyu vermez. Ta ki Baba filminin unutulmaz repliği devreye girene kadar:
Ona reddemeyeceği bir teklif yapacağım. Tıpkı Milan'ın geride kalan hafta Genoa'ya yaptığı gibi...
Transferde domino etkisini başlatan hikayemizin kahramanı Krzystof Piatek.
Artık yıldız adaylarının 13-14 yaşında keşfedildiği futbol dünyasında 24 yaşındaki bir futbolcuyu bulup çıkardılar demek elbette doğru değil ama Genoa kulübü turnayı nasıl gözünden vurdu onu anlatmak lazım. Sezon başında Polonyalı santrfor Genoa'ya imza attığında 4.5 milyon euro'luk bonservisi ve 450 bin euro maaşıyla, Ronaldo ve Higuain transferlerinin patladığı günlerde spor sayfalarında ufak haber olarak kalmıştı.
Onu gazetelerin birinci sayfalarına taşıyan, İtalyan muhabirleri doğduğu topraklara onun hikayesini yazmaya götüren ise elbette attığı goller oldu. "Takvimlerde, restoranlarda ve otellerde bile adına rastladım ülkesinde çok meşhurmuş" diye yazarken kendisiyle de dalga geçen İtalyan gazetecinin öğrendiği ilk Lehçe kelime de "Cuma" olmuş, yani Piatek...

DOMİNO ETKİSİ
Ronaldo'nun Juventus formasıyla ilk üç haftayı gol atmadan geçirdiği sezon başında seriye bağlayan Piatek için ekim ayından itibaren Genoa'ya teklif yağarken oyuncunun kaderini Gonzalo Higuain'in attığı goller kadar atamadıkları da belirledi.
Ronaldo, Juventus'a gelince takımdan gitmesi söylenen ve neredeyse silah zoruyla Milan'ın yolunu tutan Higuain, sakatlıklar, kırmızı kart cezası derken San Siro tribünlerine dört ayda saç baş yoldurunca "Herkes mutlu olsun" operasyonu için düğmeye basıldı. Yılda 9.5 milyon euro kazanan Higuain'i İtalya'da kimse alamazdı. Kısmet işte, Chelsea'nin başında Napoli yıllarında en iyi günlerini yaşadığı hocası Sarri vardı.
İngilizler, Milan'ın üzerinden Higuain yükünü alınca Milano kulübü, sezon sonunu beklemeden Genoa'nın kapısını çaldı ve "Piatek kaç para?" dedi. Altı ay önce 4.5 milyona aldığı Polonyalı santrfor için 35 milyon euro'luk teklifi 'makul' bulan Genoa 19 gol atan oyuncusu için yarım sezon için sadece 225 bin euro ödemiş oldu.
Milan, Silvio Berlusconi yıllarında milyonları saçan Milan değil bugün elbette.
35 milyon euro bonservis ödedikleri Piatek'e 2 milyon euro yıllık ücret vereceklerini açıkladılar. Yani bizim futbolumuzda yedek kulübesinde sezonu geçiren futbolcuların aldığı kadar.



BOATENG'E ÇIKAN PİYANGO
Boateng deyince akla Messi'nin çalım atarken yarattığı türbülansın etkisiyle yere yıkılan Bayern Münih'li defans oyuncusu gelir: Jerome Boateng. Jerome, Gana asıllı ve Alman Milli Takımı formasını giyiyor. Üvey kardeşi Kevin Prince Boateng ise Alman alt yaş milli takımlarındaki disiplinsizlikleri yüzünden kapının önüne konmuş ve Gana ile yola devam etmiş bir forvet.
Bazı futbolcular kariyerinde tek bir forma giyer bazıları 10 hatta 20. Kevin Prince Boateng ikinci gruptan. Modern futbola uygun fizik yapısı, gözüpek karakteriyle sivrilmiş ama gecelerin adamı olmaktan vazgeçmediği için de Avrupa'yı lig lig turlamış bir futbol gezgini.
Doğduğu Berlin'den yola çıkıp Londra'ya, Tottenham'a giden ardından B. Dortmund'a dönen yetmedi bir kez daha Ada'nın yolunu tutan Kevin, en çok İtalya'yı sevdi.
Milan-Genoa arasındaki gelgitlerin yanında İtalyan spor programlarının medyatik ismi Melissa Satta ile yaptığı evlilikle de magazin sayfalarından düşmeyen Boateng huzuru İspanya Ligi'nin ada takımı Las Palmas'da buldu derken Almanya özlemi ağır bastı ve Frankfurt'a gitti, sonra da "İtalya'yı özledim" dedi ve Sassuolo'ya imza attı. "Yazık etti kariyerine" denilirken geçen hafta Boateng son olarak, Barcelona'ya imza attı, doğru duydunuz, Barcelona'ya...

MORATA MADRİD YOLUNDA
Domino etkisinin son mutlu adamı ise İspanyol golcü Alvaro Morata.
Real Madrid altyapısından yetişen ve Ronaldo-Benzema-Bale üçlüsünün gölgesinde kaldığı günlerde Juventus'a kiralanan, orada Real Madrid'i yıkınca eski kulübüne dönen Morata, 2017 yazında 60 milyon euro'ya Chelsea'ye satılmıştı.
Higuain'in eski hocası Sarri'nin yanına döndüğü yerde Morata ne yapsın?
Bir Madrid kulübü istedi ama bu kez o kulüp Real Madrid değildi. 30 yıl önce altyapısındaki genç bir yeteneği, altyapının masrafları çok diyerek kapatan başkanı Jesus Gil yüzünden kaybeden Atletico Madrid herkesin unuttuğunu hatırlattı.
Raul gibi Alvaro Morata da Atletico Madrid altyapısından yetişmiş ama 14 yaşındayken Real Madrid'in altyapı hocalarının ailesini ikna etmesi üzerine kendini şehrin öte tarafında bulmuştu.
Morata şimdi 12 yıl önce çıktığı kapıdan tekrar içeriye girmeye hazırlanıyor.
Herkes mutlu operasyonunda Genoa mutlu, Piatek mutlu, Milan mutlu, Higuain mutlu, Chelsea mi? İşte o soru işareti...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA