Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BÜLENT TİMURLENK

Bakarsın umduğundan iyi geçer yaz

Teknik direktörsünüz ve telefonunuz çalıyor, arayan Real Madrid başkanı. "Yeni teknik direktörümüz olur musun?" diye soruyor. Telefon şakası olma ihtimali de var ama İspanyol Milli Takımı'nı çalıştırıyorsanız böyle bir teklifin gerçek olması da şaşırtıcı değil. İki yıl boyunca hayalini kurduğunuz Dünya Kupası için Rusya'dasınız ama başkan sizden hemen cevap beklemekte. Kariyeriniz boyunca İspanya'nın genç milli takımlarında görev yapmışsınız, üst düzey ilk teklif de yurtdışından komşu Portekiz'den gelmiş. Porto'da başarısız olmuş, görevinize son verilmiş, şimdi Şampiyonlar Ligi'ni arka arkaya üç kez kazanan Zinedine Zidane'nın yerine geç diyen bir başkan var telefonun ucunda... Julen Lopetegui o gün Real Madrid Başkanı Florentino Perez'e "Evet" dediğinde fonda elbette Sezen Aksu şarkısı çalmıyor, Minik Serçe "Bakarsın umduğundan iyi geçer yaz" demiyordu. Yazın iyi geçmeyeceği ertesi gün belli oldu. Real Madrid, Dünya Kupası'ndan sonra Lopetegui'nin göreve başlayacağını resmi olarak açıklamadan sadece beş dakika önce federasyonu aradığında deliren başkan, bu emrivaki karşısında yapması gerekeni yaptı ve Dünya Kupası'nın başlamasına iki gün kala Lopetegui'yi ilk uçakla Madrid'e gönderdi. Olan olmuştu, Dünya Kupası hayali kabusa dönen Lopetegui, Cristiano Ronaldo'lu kadroya yapacağı revizyon için kafa patlamaya başladı. Kulislerde Bale ve Benzema'nın gideceği iki marka forvetin takıma kazandırılacağı konuşuluyordu. Velakin Madrid'de yazın iyi geçmeyeceği başından belliydi. Cristiano Ronaldo, dokuz yıl sonra Real Madrid'den ayrıldı ve Juventus'a imza attı. Lopetegui'ye yazın ikinci şokuydu ama yetmezdi... Dünya Kupası'ndan sonra tatile çıkan, final oynamış Modric'in de Inter'e gideceği konuşulmaya başlandı. Hırvat milli takımından üç arkadaşının forma giydiği Inter bu transfer için hâlâ bastırıyor.

İSTEDİĞİ KALECİ DE ALINAMADI
Bununla da kalsa... Cristiano Ronaldo yeni kulübünden iki ricada bulundu. Birincisi, dünyanın en iyi sol beki Marcelo'nun Real Madrid'den alınıp Juventus'a getirilmesiydi. Ortalık ayağa kalktı tabii, Brezilyalı solağı Santiago Bernabeu'dan çıkartmak kolay iş değildi. İkinci rica Real Madrid'de 16 yıldır görev yapan bir fizyoterapistin transferiydi. Cristiano Ronaldo'nun dokuz yıllık kariyerinde soyunma odasında en güvendiği isim olan 46 yaşındaki Javier Santamaria da yüklü bir maaşla Torino'nun yolunu tuttu. Julen Lopetegui eski bir kaleciydi. Milli takıma da aldığı A. Bilbao'nun genç kalecisi Kepa'yı Real Madrid'e getirmek istiyordu. Kendisi gibi Bask bölgesinde doğan Kepa'yı Real Madrid sadece 8 ay önce 20 milyon Euro'ya alma imkanı varken teknik direktörü Zidane'nın "İstemiyorum" sözü transferi engellemişti. Bask bölgesi takımı Real Sociedad'da efsane kaleci Luis Arconada'nın gölgesinde yetişen, yolu Real Madrid'den ve Barcelona'dan da geçen ama 11 yıllık kalecilik kariyeriyle pek de iz bırakmayan Julen Lopetegui, 23 yaşındaki file bekçisi Kepa'ya çok güveniyordu. Dedim ya bu yaz onun için iyi geçmiyordu diye. İngiliz kulübü Chelsea avına sessizce yaklaşan bir aslan gibi geldi ve 80 milyon Euro'luk serbest kalma bedelini ödeyip Kepa'yı ilk uçakla Londra'ya götürdü... Julen Lopetegui bu yazı hiç unutmayacak, ben de... Güle güle anne...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA