Sizi bilmem ama benim en sevdiğim camilerden biri Eminönü'ndeki Yeni Cami'dir. Özellikle yaz günleri tam bir durup soluklanma mevkiidir. Cehennemi sıcaklarda efil efil serin olur diyeyim de maksat hasıl olsun.
Cuma, gene Galata Köprüsü'nün renklerinden geçtim, oraya yetiştim. Yalnız bu kez, geçen sefer ki gibi cemaati yönlendiren nur yüzlü ihtiyara kanıp da...
Minare darlığında tek kişilik merdivenlerden üst kata çıkıp da, yükseklik korkumu depreştirip paranoya durumuna getirmedim!
Geçen sefer balkon kenarına sıkışınca zatımı gümbedek aşağıya çeken boşluk öyle bir hop ettirmişti ki içimi, yanıma denk gelen genç arkadaşın üstüne yıkılıp durmuştum. "Abi de transa geçti! Kendini kaybetti" diye düşünmüştür inşallah diye dua etmiştim...
Neyse bu kez tedbirliydim. Erkenden girdim, kendime düzayak bir yer buldum. Sırt çantasıyla yağmurluğu kimseyi rahatsız etmeyecek ama göreceğim bir duvar dibine koydum.
Tatlı bir hoca konuşuyordu. Şekerli bir aksanı vardı. Tam oturdum, "edizhun" dedi!
"Biliyor musunuz edizhun'u? Hani elektriği keşfeden, yanıyor ya ampulde, işte o! Edizhun ölünce ne olacak? Ona soracaklar, sen bu elektriği keşfettin de Allah'ı bildin mi? Bilmedin. E o zaman buyur cehenneme. O keşfettiği elektriğin katrilmiyon mislini ona verecekler, cayır cayır yakacaklar böyle. Ondan sonra ekranda cenneti gösterecekler. Bak elektriği bildiğin gibi Hakkı bilseydin buraya gidecektin, yan şimdi bakalım diyecekler..."
Tefekkür zamanıydı. Düşündüm:
Bir kere, elektriği de ampulü de Edison bulmamıştı, Tesla'dan indiragandi yapmıştı! Esas adam Nikola Tesla'ydı... Tesla asosyal bir dehaydı. Ya da bütün dehalar kadar asosyaldi. Paraya pula değil iyilik ve bilgiye meftundu. O yüzden tutunamadı.
Alternatif akım, ampul, telsiz, elektron mikroskobu, radyo dalgası, kablosuz iletişim, uzaktan kumanda, elektromanyetik motor ve jeneratör gibi 700 icat ve buluşun sahibi olan Nikola Tesla kavlimce, Allah'ın insanlığa bir hediyesiydi ve elbette kıymeti yaşarken bilinmedi.
Thomas Edison ise; Steve Jobs ya da Bill Gates türündendi. Bugünün deyimiyle anasının gözü bir "ilah", bir fikir avcısı, başkalarının fikrini bedava kapatıp para kazanmayı bilen hamarat bir pazarlamacıydı.
Tesla'yı kullandı, icadının üstüne yattı ve adamın hayatını zehretmek için her türlü çirkefliği yaptı...
Tesla, bütün dünyaya bedava ve kablosuz enerji temin etmek istemişti. Bir sponsor buldu ve 1900'de "Kablosuz Yayın Sistemi" kurdu. Bu sistem, internetin, torunundan çok ileri vizyonlara sahip büyükbabası sayılabilirdi.
Sponsoru anında desteğini geri çekti! "Bedava ne demekti ya? Deli miydi bu adam?"
"Kablosuz iletişim teknolojileri tam manasıyla uygulandığında dünya yekpare bir beyin haline gelecek" demişti Tesla. O zamanlar herkese zırdelilik olarak gelen bu fikir, şimdilerde geleceğin teknolojisi diye konuşulan makineler arası iletişim ve akıllı şehirlerden başka bir şey değildi.
Ne var ki bugünden farklı olarak O, "bazılarının" değil tüm insanlığın paylaşacağı bir ilerlemeyi düşlemişti. Olmadı.
Hayatının son 15-20 yılı beş parasız ve yalnız geçti. Nobel ödülünü de reddeden Tesla, New York'ta bir otel odasında düşkün bir halde öldüğünde ardında bıraktığı notlarına FBI el koydu. Notlar bir gizem olarak kaldı. Ve halâ açıklanmadı...