"I want receipts."
Saha operasyonlarının gerçekliğine uygun olduğu için gelmiş geçmiş en iyi istihbarat ve suikast filmlerinden biri olan Steven Spielberg imzalı Münih'te Mossad'ın mali işler sorumlusu, yurt dışına operasyona gönderdiği suikast hücresinin saha operasyon sorumlusu (case officer) işte böyle diyordu: "Faturaları istiyorum."
Mali sorumlu, henüz çiçeği burnunda bir devlet olan İsrail'in sağa sola saçacak parası olmadığı mesajını vermek için böyle diyordu.
SABAH'ın dört gündür ulusal ve uluslararası medyanın gündemine bomba gibi düşen haberlerinde deşifre edilen 15 kişilik Mossad casusluk şebekesi de paranın izi takip edilerek çökertildi. Haberciliğin yanı sıra istihbaratın yazılmamış o meşhur kaidelerinden biri olan "Parayı ve kadını takip et" ilkesi gereğince...
Abdurrahman Şimşek, son yılların en büyük operasyonlarından birinin ayrıntılarına Ankara'da bir ay süren kapsamlı araştırma sonucunda erişti. İşin arka planında büyük bir habercilik emeği var
Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Mossad (Mossad, İbranice'de enstitü anlamına gelir, bir kısaltma değildir, o yüzden yaygın kanaatine aksine büyük değil, küçük harfle yazılır) üçer kişilik beş hücreden oluşan şebekesini çökerttiği operasyon da ilk hücrenin bir yıl önce tespit edildiği göz önüne alınırsa uzun soluklu, hassas bir emeğin ürünü.
Bu köşenin yakın takipçileri 10 gün önce 'Rusya'nın Kama nostaljisi' başlıklı yazımda anlattığım operasyonun "Ortalık karışacak, önceden haberdar olun" anlamına geldiğine sezmişlerdi.
Son gelişmelerin en dikkat çekici noktalarından biri; hem Rusya'nın dördü Rus, biri Ukrayna, diğeri de Özbekistan vatandaşı olan altı ajanının yakalandığı operasyona (Bunlar ülkemize Çeçen muhaliflere yönelik bir suikast için gelmişlerdi) hem de İsrail gizli servisi Mossad'a yönelik operasyona verilen isimlerin özellikle seçilmiş olması.
Rus istihbarat, daha doğrusu suikast hücresine yönelik operasyona 'Ayı Operasyonu' adı verildi. Ayı, Rusya'nın gayriresmi simgesi. Ruslar'da ayı, Türkçe'deki aslan muadili bir anlama gelir, yani hakaret değil, bilakis övgüdür
Mossad'a yönelik operasyonun adı ise Muteni. Önemli, itina edilen anlamına gelen bir kelime. Bu operasyonda çökertilen 15 kişilik istihbarat şebekesinin saha istihbarat sorumlusunun adı ise İsrail pasaportu hamili Mossad mensubu Ahmad Zaid.
Kremlin Sözcüsü Dmirty Peskov, perşembe günü Rusya casuslarının tutuklanmasıyla ilgili bir soru üzerine "Samimi söylüyorum, bilmiyorum. Şayet Rusya vatandaşları tutuklandıysa Türk tarafı diplomatik misyonumuzu bilgilendirmeliydi" demiş. Aslında biliyorlar, ama tecahülüarif (edebiyatta bilip de bilmezlikten gelmeye verilen isim) yapıyorlar.
İSRAİL'İN STAJYER CASUSLARI
Size asıl bomba bilgiyi aktararak yazıyı toparlayayım. (Ayrıntılar yazının internet versiyonunda olacak.) İsrail'in istihbarat yetkilileri, MİT'in Mossad şebekesini çökerttiği operasyondan sonra epey mahcup olmuşlar. Hem elemanları yakalanıp deşifre olduğu, hem de olayı sağır sultan bile duyduğu için... 'Karizmaları fena çizildi'.
Ama bunun bir sebebi daha var. Mossad, bir süre önce Türkiye'de operasyon yapmayacağına dair Milli İstihbarat Teşkilatı'na güvence vermiş. Yani Rusya ile beş yıl önce yapılan zımni centilmenlik anlaşmasının daha resmi olanı, büyük bir masanın etrafında toplanmış istihbarat yetkililerince Türkiye ile İsrail arasında yapılmış. Ne var ki İsrailliler bu anlaşmaya, gizli protokole (Akla hemen ünlü casusluk romanları yazarı Frederick Forsyth'ın Dördüncü Protokol adlı romanı akla geliyor) uygun davranmadılar. Edindiğim bilgiye göre bunun da mahcubiyetini yaşıyorlarmış.
28 Nisan 2019 tarihli 'Körfez'in stajyer casusları' başlıklı yazımda rahmetli MİT yöneticisi Osman Nuri Gündeş'in, ölümünden bir süre önce yaptığımız bir röportajda bana söylediği şu cümleye atıf yapmıştım: "Yabancı ülkelerin casusları Türkiye'ye staj yapmaya gelirlerdi."
Gerçekten de İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde pek çok hasım gizli servis karşı karşıya gelirdi. Türkiye en azından NATO üyesi olan ülkelerin gizli servislerine göz yumardı. Artık bu dönem geçmişte kaldı. Türkiye, hiçbir gizli servisin staj ya da operasyon sahası değil artık.
Ve centilmenlik anlaşmalarına sadık kalmayan her istihbarat örgütü (örgütsel faaliyet yürütenlere teşkilat değil, örgüt demek lazım) MİT'in kontr-espiyonaj taramasına bir şekilde takılacaktır.
Hele de yapılan gizli protokole aykırı davranan ve istihbarat işinde ancak stajyer olabilecek kişileri kullanan Mossad gibi örgütler...